Sevgili okuyucularım… Önce Müslüman Türk ordumuzun, şerefli evlatlarımızın ve komutanlarımızın zafere ulaşmaları için yüce Allahımız’ın yardımının üzerlerine olmasını niyaz ediyorum. Sonra da konuma geçiyorum.
Başta Amerika Dışişleri Bakanı ve sözcüleri olmak kaydıyla, bazı Batılı ve Avrupalı ülkelerin yetkili ağızlarından, adeta dalga geçercesine ‘sivillere zarar verilmemesi için gerekli hassasiyeti göstermesi’ hususundaki demeçlerini ibretle dinliyoruz. Geçmişleri kan, irin, gözyaşı, zulüm ve ihanetle dolu olan bu alçakların sahte demeçlerini hap gibi yutan gafiller olabilir. Ancak o Amerika denilen insan kasaplarının sadece Irak’ta takriben bir buçuk milyon masum sivil insanı nasıl katlettiklerini unutmadık. Unutan yerli uşaklar ve kiralık katiller elbette mevcuttur. Bunun haricinde Endülüs, Cezayir, Zengibar ve diğer İslam ülkelerinde çöplüklerde tavuk keser gibi, kesilen ve katledilen Müslüman kadınları ve çocukları unutmadık. Amerika’nın Lui ve Sui adındaki kızılderililerin 150, hatta 200 bin tanesini hunharca öldürdüklerini biliriz. Vicdansız, namussuz, kuduz köpekler hâlâ daha kan akıtmaya devam ediyorsunuz. Hiç utanmadan ve sıkılmadan da dünya insanlarının gözüne baka baka yalan söylüyorsunuz. Size inanan alçaklar da, sizi alkışlayan zalim uşaklar da en az sizin kadar alçaktır diyorum. Bu konuda en duyarlı olması gereken iki topluluk vardır. Birincisi Araplar, İkincisi ise Kürtlerdir. Ne yazık ki hâlâ bazı kiralık tipler ve uşaklar bu gerçeği görmezlikten geliyorlar.
Bu arada bir gerçeği vurgulamak istiyorum. Yıl 2004. Almanya’da Dortmund kentinde bir iftar yemeğine katıldım. Belki bin kişilik bir iftar. Çoğunluk Mısırlılar’dan oluşuyor. Aralarında dört tane papaz var. El öpenleri bir hayli fazla. Konuşmalar sırasında polis şefi ve Dortmund belediye başkanı 11 Eylül olaylarından bahsettiler. “İslami terör” ifadesini kullandılar. Türkiye’nin Başkonsolosu da yemekte.  Söz ona gelince “Her şey çok güzel. Davetinize teşekkür ederim. İslam’da terör yoktur” dedi ve bitirdi. Ben yerimde duramadım ve irade dışı “Yahu şu adama bak. Bir şeyler söylesene be adam” dedim. Tabii bu arada jest ve mimiklerim bir hayli hızlı olmuş. Bana söz verdiler. Dedim ki “Batılılar 1 milyon 630 bin kişiye vahşice katlettiler. Acaba 11 Eylül olayını bir Yahudi veya bir Hristiyan yapsaydı, Amerika dünyada Yahudi ve Hristiyan avına çıkacak mıydı?” İnanın salon ayağa kalktı. En az 10 dakika alkış tufanı oldu. Eli yüzü kızaran bizim başkonsolos ise nihayet gürledi. Artık Müslümanlar uyanmalı ve silkelenme zamanı gelmiştir.