Kıymetli Okuyucularım
Ben dahil çoğumuzun Kara Davut deyince Osmanlıca yazılmış klasik bir ilmihal(dini pratik bilgiler) aklımıza gelir. Kara Davut, görevine sadık çıkar ve menfaat peşinde koşmayan devamlı halkın mutluluğu için çalışan haksızlığa ve inatçı kişilere direnen bir adam. Bu yüzden Davut Kadı'nın adı Kara Davut olarak anılmıştır. Onun adına Bursa'da birçok yer ve eser vardır. Davut Dede, Davutkadı Camisi, Davutkadı İlköğretim Okulu, Davutkadı Suyu ve Davutkadı Deresi bunlardandır. Kara Davut bildiğinden şaşmayan, çağının gelişimlerini içine sindiren, kendisini geliştirmiş ileri görüşlü bir insandır. Müderristir, kadıdır, döneminin önemli medreselerinde görev almıştır. Dirençli kişiliği nedeni ile bazıları ona katlanmaz ve görevden alırlar. O pes etmez. Trabzon, Edirne gibi kentlerdeki medreselerde çalışır. Tekrar Bursa’ya döner. Tarih 1533’tür. Kadı Ebussuud Efendi’nin yerine ikinci kez kadılığa getirilir.
Bursa vakıflarında denetim üstlenir. Vakıfları düzene koyar. Hiçbir ünlü kişiye sırtını dayamadan kendi yolunu kendisi çizmiştir. Bu imrenilecek durumu, onu halk arasında saygı değer kılmıştır. Aşağıdaki şiir ona aittir. Kendisini anlatmıştır. “Adımı koymuşlar Kara Davut-İnanın ne yüreğim kara benim ne de düşüncem kara. Aydınlığın bir ucunda tutarım kendimi-Yürürüm o yolda. Ben hesap kitap adamı-Yolumu kaparım karanlıklarda. Bilinmez güçlere sığınmak(torpil, tavassut, rüşvet ve kehanet) bana göre değil dostlarım, bana göre değil. Halktır adım benim-Ha Bursa, ha Trabzon, ha Edirne. Şehirler arasında bir ayrım yok benim için, yeter ki insanı ilgilendirsin işim. Büyük bir coşku gelir dolar içime-Kadılıktan müderrisliğe koşar. Öfülsüz töfülsüz, tarafsız marafsız, bir yolcuyum bu dünyada. Kulak veririm salkım saçak halkıma-Sırasında şaşmaz bir kadı, sırasında elinde bir kitap. Usumda(hayalimde) aydınlık bir dünya- sırtımda cübbem, koşarım müderrisliğe. Bakarım vakıflar tarumar- Hele gel bak şu işe. Kara Davut derler, koşarım el atarım vakıflara.
Hey dostlarım ne Bursa’m bensiz olur ne de ben Bursa’sız. İki gönül bir olunca samanlık seyran olur demişler ya hani benim için de Bursa böyle diyor.
Not: Konuyu ‘Bursa Burcunda Edebiyat’ isimli eserden inceledim. Büyükşehir Belediyesi Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın 2004 yılında organize ettiği 9. Bursa Edebiyat Günleri, Bursa Kitaplığı. Sayfa 37-38-40.
Kıymetli Okuyucularım
Makam, mevki, meslek ve kariyer ne olursa olsun hiç önemli değil. Önemli olan dürüst ve kararlı olmak. Bir de helal, haram tahlili yapmak. ‘Ye kürküm ye’ mantığı iflasa mahkumdur. Günü geldiğinde(diriliş gününde) ne müthiş hesaplar görülecektir. Manzara karşısındaki son pişmanlıklar hiçbir işe yaramayacaktır. İnsanoğlu ‘keşke toprak olsaydım’ diyecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
KARA DAVUT KİMDİR?
Ben dahil çoğumuzun Kara Davut deyince Osmanlıca yazılmış klasik bir ilmihal(dini pratik bilgiler) aklımıza gelir. Kara Davut, görevine sadık çıkar ve menfaat peşinde koşmayan devamlı halkın mutluluğu için çalışan haksızlığa ve inatçı kişilere direnen bir adam. Bu yüzden Davut Kadı'nın adı Kara Davut olarak anılmıştır. Onun adına Bursa'da birçok yer ve eser vardır. Davut Dede, Davutkadı Camisi, Davutkadı İlköğretim Okulu, Davutkadı Suyu ve Davutkadı Deresi bunlardandır. Kara Davut bildiğinden şaşmayan, çağının gelişimlerini içine sindiren, kendisini geliştirmiş ileri görüşlü bir insandır. Müderristir, kadıdır, döneminin önemli medreselerinde görev almıştır. Dirençli kişiliği nedeni ile bazıları ona katlanmaz ve görevden alırlar. O pes etmez. Trabzon, Edirne gibi kentlerdeki medreselerde çalışır. Tekrar Bursa’ya döner. Tarih 1533’tür. Kadı Ebussuud Efendi’nin yerine ikinci kez kadılığa getirilir.
Bursa vakıflarında denetim üstlenir. Vakıfları düzene koyar. Hiçbir ünlü kişiye sırtını dayamadan kendi yolunu kendisi çizmiştir. Bu imrenilecek durumu, onu halk arasında saygı değer kılmıştır. Aşağıdaki şiir ona aittir. Kendisini anlatmıştır. “Adımı koymuşlar Kara Davut-İnanın ne yüreğim kara benim ne de düşüncem kara. Aydınlığın bir ucunda tutarım kendimi-Yürürüm o yolda. Ben hesap kitap adamı-Yolumu kaparım karanlıklarda. Bilinmez güçlere sığınmak(torpil, tavassut, rüşvet ve kehanet) bana göre değil dostlarım, bana göre değil. Halktır adım benim-Ha Bursa, ha Trabzon, ha Edirne. Şehirler arasında bir ayrım yok benim için, yeter ki insanı ilgilendirsin işim. Büyük bir coşku gelir dolar içime-Kadılıktan müderrisliğe koşar. Öfülsüz töfülsüz, tarafsız marafsız, bir yolcuyum bu dünyada. Kulak veririm salkım saçak halkıma-Sırasında şaşmaz bir kadı, sırasında elinde bir kitap. Usumda(hayalimde) aydınlık bir dünya- sırtımda cübbem, koşarım müderrisliğe. Bakarım vakıflar tarumar- Hele gel bak şu işe. Kara Davut derler, koşarım el atarım vakıflara.
Hey dostlarım ne Bursa’m bensiz olur ne de ben Bursa’sız. İki gönül bir olunca samanlık seyran olur demişler ya hani benim için de Bursa böyle diyor.
Not: Konuyu ‘Bursa Burcunda Edebiyat’ isimli eserden inceledim. Büyükşehir Belediyesi Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın 2004 yılında organize ettiği 9. Bursa Edebiyat Günleri, Bursa Kitaplığı. Sayfa 37-38-40.
Kıymetli Okuyucularım
Makam, mevki, meslek ve kariyer ne olursa olsun hiç önemli değil. Önemli olan dürüst ve kararlı olmak. Bir de helal, haram tahlili yapmak. ‘Ye kürküm ye’ mantığı iflasa mahkumdur. Günü geldiğinde(diriliş gününde) ne müthiş hesaplar görülecektir. Manzara karşısındaki son pişmanlıklar hiçbir işe yaramayacaktır. İnsanoğlu ‘keşke toprak olsaydım’ diyecektir.