Yıl 1932, şubat ayı. Atatürk konuşuyor ve diyor ki; “Eğer vatan denen şey, kupkuru dağlardan, sıtmalık bataklıklardan, çırılçıplak ovalardan, yoksulluk içindeki köylerden ve kasabalardan ibaret olsaydı, onun bir zindandan hiçbir farkı olmazdı. Bu şekilde düşünenler ve bu inanca saplananlar, vatanımız gerçekten böyle bir zindan ve cehennem haline koymaktan başka bir şey yapmamışlardır. Bu vatan oğullarımız ve torunlarımız için cennet haline konmaya elverişlidir. Ona böyle bir gelecek yaraşır. Bunun yolu da ekonomi alanında canlanmadır. Öyle bir ekonomi devrinin açılması gerekiyor ki, artık milletlimiz insanca yaşamasını bilsin. İnsanca yaşamanın nelere bağlı olduğunu öğrensin ve yola dökülsün.  Hepimizin arzusu şudur ki, bu milletin evlatları ellerinde örnekleri ile ziraatın, sanatın, çalışmanın temsilcisi olsunlar. Artık bu memleket fakir ve bu millet, bu halk fakir olmasın. Bu yeni Türkiye’nin adına da çalışanlar diyarı densin. İşte milletimiz bugün böyle bir devrin içinde bulunuyor. Böyle bir devrin tarihini kazanacaktır. Böyle bir devirde en ön saf, en büyük hak, çalışanların olacaktır. Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.” Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir. Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin. Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülke için gerek amaç ne ise onu görecek o hedefe yürüyeceksin.
İşte Türk milletinin, Türk gençliğinin bağrına bastığı, hiç unutmadığı, yolunda yürüdüğü, bugün için hasretini çektiği gerçek lider, gerçek önder. Bölmeden, parçalanmadan, ihanetlere asla göz yummadan, şarlatanları devre dışı bırakan bir lider. Çalmadan,  çırpmadan, avanelerine imkan sağlamadan, her şey vatan,  her şey millet için diyen örnek lider. Hala yüzleri kızarmadan, tarihten utanmadan, ibret almadan ona dil uzatanlar var. Onu din düşmanı göstermeye çalışan alçaklar var. Çünkü onların geçim musluğu, onların rant kapısı dinimizi pazarlamaktan geçiyor. Çoğunun bilgi kaynağı ise sosyal medya, internet, google denilen uydurukçulardan ibarettir. Birçoğu da hala bağlı oldukları şıhların, şeyhlerin, siyasi partilerin organlarından besleniyorlar. Kaprisleri ve kinleri onları kuşatıyor. Sonuçta Müslüman Türk milletine yazık oluyor.