Türk siyasi hayatında sıkça rastladığımız bir manzara var. Ben o manzaraya 8 Ocak 2010 Cuma günkü yazımda bir isim koymuşum.” Önce ver, sonra al. Bu ne biçim masal” demişim. Fakir fukara ve garibanlarla alay etmek bu olsa gerek. Malum çevreler ve onların emir kulları basıyorlar yaygarayı. “Şok açıklama, devrim niteliğinde zam” çığlıkları. Peşinde de ekliyorlar  “Emekliler adeta bayram yapıyormuş” Şişirilen balonların haddi hesabı yok. Ben kirada oturan bir emekliyim. Kartelci basının ve yandaş medyaların ve de kiralık kalemlerin dedikleri gibi sevinçten bayram falan yapamıyorum. Rant boruları cüzdanlarına kadar döşeme ustalığına sahip malum tiplerin unutturmak istedikleri bir gerçek var. Uyurken, dinlenirken hurma dalları kaburgalarına iz bırakan Allah Resulü “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” buyuruyor. Elbette kapitalizmin ümmeti olanlar için böyle bir mesuliyet ve çile söz konusu değildir. Sanki sanal bir alemde yaşıyoruz önce fiyatlar olabildiğine şişiriliyor. Toplumda sitemler ve itirazlar başlayınca anında işin uzmanları devreye giriyor. Gazetelerde, dergilerde, TV ekranlarında, haber spikerlerinin iki dudağı ovasından dökülen ifadeler şöyle “Şok kampanya, büyük indirim, dudak uçurtan ucuzluk, pazarlara bayram geldi” gibi onlarda katmerli ve silikonlu yalan. Bilmeyen de zanneder ki her şey güllük gülistanlık. Sıra askerliğe geldi mi ver parayı kurtul, sıra yoksula, fakire, miskine yardıma geldi mi tasarruf nuraları devrede. Sıkın kemerleri idare edin mantığı. Hiç unutmuyorum. 2010’un aralık, ocak aylarında Sayın Devlet Bahçeli “Türk milletinin haysiyetiyle eve bölünmez bütünlüğü ile oynayan siyaset tüccarları” ifadesini kullanıyordu. Öyle gözüküyor ki Türkiye’de dünyanın zenginleri arasında onlarca insan var. Milyonluk, trilyonlukların sayısı bir hayli fazla. Bunların arasında siyasi ve politik arenada at koşturanlar da var. Fedakarlığı memurdan, emekliden, işçiden, çiftçiden isteme yerine bu elit tabakadan istesenize kardeşim. Sosyal adalet, eşit paylaşım, adil gelir dağılımı bu mudur Allah aşkına. Kitapları açalım, okuyalım. Kuran ve sünneti inceleyelim. Milliyetçi, muhafazakar ya da İslamcı geçinen siyasi simalar şunu görecektir. “İslam’ın sosyal adalet kavramındaki realite ve prensip şudur. Olandan olmayana gelir transferi. Siz sayın beyler olmayandan olana gelir transferi mi yapıyorsunuz..