SON DAKİKA
Hava Durumu

KAMU DÜZENİ VE TÜRK MİLLETİ

Yazının Giriş Tarihi: 22.06.2018 21:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.06.2018 21:38
Tarihe göz attığımızda Türk Milleti’nin daima insanlığa ve efkarı umumiyye’ye, yani sosyal toplumlara, kamuya verdiği beynelminel mesajları olmuştur. Özellikle bu necip millet islamla kucaklaşmasından itibaren mutlu bir dünya kurulması için daima gayret göstermiş ve mücadele etmiştir. Çünkü müslüman Türk Milleti “Mutlu bir dünya kurulmadıkça, hiçbir millet mutlu olamaz, zira milletlerin kaderi birbirleriyle ilgilidir” tezini tarih boyunca savunmuştur.
Kapitalist ve emperyalist milletler kendi milletini efendi, diğer milletleri köle ve binek hayvanı olarak görmüş, egoist ve şöven bir hareketin zalimliğini devam ettirmişlerdir. Şerefli bir insanlık camiası, şahsiyetli fertler ve bunların kümelendiği, iş birliği yaptığı duygularla mümkün olur.  Öyle ise müslüman Türk Milleti’nin insanlık demine bildirisi bir bağlamda şanlı Peygamberimizin Veda Hutbesi’nde açık olarak anlatılmaktadır. İnsanlığı sömürmeye, köleleştirmeye çalışan şer odakları ve kirli oluşumlara yiğitçe meydan okuyan ve insanlık camiası için samimi gayretler içinde olan Türk Milleti’nin bir ferdi olmakla daima onur duymalıyız. Rahmetli Atatürk’ün “Bir Türk cihana bedeldir” sözü bu anlamda her zaman misyonunu korumaktadır. Öyle bir ideal nesillere empoze edilmelidir ki “Savaş vardır zulümdür, ihanettir; yine savaş vardır mukaddestir, farz olan cihattır.”
Şerefli barışlar ve şerefli savaşlar özellikle gençliğimize çok iyi anlatılmalıdır. Hala fitne ve fesat içinde olanlar, eline fırsat geçtiğinde kamu düzenini bozmaya çalışan şebekeler içimizde dolaşmaktadırlar. Takriben bayramdan on gün önce bir genç geldi. Kendisine ne iş yapıyorsunuz dediğimde mimar ve mühendis olduğunu söyledi. O da bana ‘siz ne iş yapıyorsunuz?’ diye sorduğunda, ‘emekli müftüyüm’ dedim. “Hayret vallahi, hem müftüsünüz hem de şu başınızdaki küfür alametini taşıyorsunuz” demez mi! Benim de başımda yazlık şapka vardı. Bir anda kızdım ve “Oğlum benim şapkanın altına gizlenecek kadar, kravattan sallanacak kadar hafif bir imanım yok, sen sapıksın galiba” dedim. “Amca bu kasket yüzünden ne adamlar asıldı, ne hocalar kesildi” der demez “Bas git oğlum sen sapıksın galiba, kesin Yunan kültüründen geldiğini bile bilmiyorsun” dedim ve çekip gitti. Şunu anlatmak istiyorum: Hani zındık birisi “Keşke Yunanlılar galip gelseydi” diyecek kadar kin içinde olduğunu haykırmıştı ya. İşte bunlar fırsat bulduğunda kamu düzenini de bozarlar, Türk Milleti’ni de inkâra kalkışırlar. Malum ya nişadırdan şeker olmaz. Bu itibarla çok hassas ve dikkatli olmak zorundayız.
Emevi halifelerinin ‘Ömer Bin Abdülaziz’ hariç makam uğruna yaptıkları zulümler, İslama vurdukları darbeler hala silinmemiştir. Bu itibarla insanoğlu bir bitki veya hayvan statüsünde olmaya asla rıza göstermemiştir. İnsanlığın mutlu olacağı nizamda öyle inanıyorum ki Allah’ın koyduğu nizamdır. Allah nizamına teslim olmaktan başka bir yol var mı, yahut bulunabildi mi? Bundan sonra bulunacak mı? Hangi anayasa, hangi hukuk sistemi, hangi kanunlar kamu düzenini ayarlayabilir ki! “Allahı duyun, saye sarıl, hikmete ..Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.” İşte formül budur. Hırsızlar, soyguncular, milletin, yetimin hakkını yiyenle, rüşvetçiler, faizciler, zina düşkünleri, adalet hırsızları, torpilkolikler, katiller ve daha nice pislikler. Bunların reçetesi tek kelimeyle İslamdır. Evet ben İslamcıyım. Ancak onu kullanarak soygun yapanların da yakasından tutacak bir islam. “Suç işleyen kızım Fatıma da olsa cezalandırırım” buyuran Allah Resulü formülü vermiş. Bize düşen ona sadakattir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.