SON DAKİKA
Hava Durumu

KADIN CİNAYETLERİ, SİYASET, TÜRBAN VE KADIN HAKLARI

Yazının Giriş Tarihi: 05.01.2021 16:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2021 16:37
Cehalet döneminin karanlıkları, birbirleri tarafından yeniden hortlatılmaya çalışıyor.  O gün utanç sebebi olarak diri diri gömülüyorlardı. Bugün ise zevk aleti, eğlence aksesuarı ve malzemesi olarak görülüyor. Çifte standartlar pirim yapıyor. Siyasi otoriteler ise kadın üzerinden oy devşirmenin peşindeler. “Kadınlarımız yüce dinimiz İslam’ın esbabı mucizelerini (onlara verdiği hakları) bilmiş olsalardı ne bu kadar kapanacaklardı ne de nu kadar açılacaklardı. Onlar gözleriyle dünyayı seyretsin, yüzleri de dünyaya açılsın” diyen Mustafa Kemal Atatürk, bu konuyu 1924’lerde çözmüştür. Merak edenlere Diyanet işleri Başkanlığı’nın yayınları arasında olan ve Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 6.1.1982 gün ve 1. sayılı kararı uyarınca basılan ( Atatürk’ün doğumunun 100. yılı dolayısıyla) ve de çok ilgi toplayan “Atatürk ve Din Eğitimi” adlı kitabı tavsiye ederim. Bazı Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı, şom ağızlıların işine gelmese de olay budur. Kadın dövülmeye değil, sevilmeye layıktır. Elbette bu sevgi hayvani iştah ve arzuların tatmini için değildir. Şanlı Peygamberimizin (s.a.v) kadınlarla ilgili tavsiye ve uygulamaları bellidir. Kuran’da, kadınlara karşı olan sorumluluğumuz ortadadır. Bunları, bu cihan-ı şümul öğretileri kendi basit istek ve arzularına göre yorumlayarak kadınları ikinci sınıf varlıklar olarak görenler hala mevcuttur. Suyu kaynağından değil de kirletilmiş borulardan gelen ve adı çeşme olan yerlerden içenlerin düştükleri durum gibi, kadınlarımızı; eşitlik, özgürlük, kadın hakları ve benzeri sloganlarla sokağa çekmeye çalışanların uğraşı asla samimi değildir. Sözlerin en anlamlısı ve en güzellerinden biri de ‘ana’ sözüdür. Onun sıcaklığını, onun okşayıcılığını yok sayarak, kadın hakları yaygarasıyla, kadınlarımızı çiklet gibi çiğneyenlerin, onları para kazanma vasıtası olarak görenlerin, reklam aksesuarı gibi kullananların, hiçbir teşebbüsleri ve girişimleri samimi değildir. Ekranlara yansıyan ve 83 milyonun gözleri önünde cereyan eden kadın davranışları, giyim ve kuşamları çok içler acısıdır. Kadınlarımızın giysileri ile erkeler ekranlara gelse inanıyorum ki ortalık allak pullak olur. Bir haftada dini sohbetler, kürsüler ve hutbelerle kadınlarımızın uyması gereken beşeri kurallar öbür tarafta kadınları istismar eden bir takım sahtekarlar. Sonra da nefret ve tiksinerek şahit olduğumuz olaylar. Eski sevgilisi, yeni sevgilisi, eski kocası, konuştuğu adam, tanıştığı adam, flörtü, sevgilisi, sosyal medyadan tanıştığı kişi gibi bir sürü rezaletler. Peşinden işlenen cinayetler ve tacizler. Bunların neticesinde caydırıcı olamayan suça engel teşkil etmeyen sözde cezalar. Sonra da bu olayları ranta ve siyasi çıkara çevirmeye çalışanlar. Ters orantı, yanlış, kasıtlı, maksatlı yorumlarla kadınlığı ve kadın haklarını istismar edenlerin kadınlarımızı düşürdüğü durumlar bellidir. Devletimizi yönetenler siyasetçiler, basınımız ve eğitimcilerimiz taşın altına ellerini koymalılar. Sloganlarla ve söz kalabalıkları ile bu vahşete çözüm bulunmaz.  
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.