Kıymetli okuyucularım.
Atalarımız, "aslan yatağından belli olur" demiş. Şanlı Peygamberimiz (ona selam olsun), "iman 60 şubedir. Bu şubelerden birisi de insanlara zarar ve sıkıntı verecek şeyleri gidermektir. Bu anlamda yol ortasında bulunan bir taşı kaldırmak imanın gereğidir" buyurmaktadır. Başka bir sözünde ise "içinizden her kim çirkin bir davranış yahut hoş olmayan bir şey gördüğünde onu eliyle değiştirsin (düzeltsin) eliyle düzeltmeye gücü yetmez ise diliyle değiştirsin (düzeltsin) buna da gücü yetmez ise gönülden (kalben) o çirkin harekete buğuz etsin (tepkisini canlı tutsun). Bu sonuncu tavır (davranış) imanın en zayıf şeklidir" buyurmuştur. Buharide ve diğer hadis kitaplarında konu açıktır.
Bu mesajlarda dikkat çeken husus çevremize ve doğaya karşı sorumluluk bilincinin önemlidir. Konuyla alakalı Kuran ayetleri de mevcuttur.

Kıymetli okuyucularım.
Ne oldu bu topluma? Niçin bu hale getirildik? Neden yapmacık ve uydurukça sloganlarla hipnotize  edildik (uyuşturulduk) diye sormak içler acısı değil mi? Nerede kaldı medeni gençlik, nerede kaldı çağdaş toplum? Piknik alanları, parklarımız, dahası çoğunluğu gençlerden oluşan toplantılardaki manzaralar, çöp yığınları, artık ve israfa dayalı yiyecekler, onların paketlendiği poşetler, kutular ve çöplük yığınları. Bunları yapanların çoğu okumuş tahsil görmüş kişiler değil mi? Ben 1960'larda ilkokula gidiyordum. Mekânları cennet olsun öğretmenlerimiz yemek yeme adabından, konuşma usullerinden, davranış biçimlerinden, saygı ve sevgiden tutun da hayatımızın bütün alanlarından bahsederek bizleri eğitiyorlardı. Onların öğrettikleri ve bilgilendirdikleri konular şimdilerde parlak ambalajlarda moda diye lanse ediliyor. Hiç okul yüzü görmemiş olan rahmetli anacığım "oğlum büyüklerinin yanında ayak ayak üstüne atılarak oturulmaz. Sokaklara tükürülmez. Köpeğin iyisi kapıya pislemez" diyerek bizlere uyarıyordu. Açılan okullar, verilen eğitimler devreye sokulan üniversiteler ne işe yaradı diye sormak lazım. Öyle salla pati, dangalak, vurdum duymaz, sorumsuz ve de mesuliyetsiz davranışlarla medeni ve çağdaş olunmaz. İnsanoğlu doğaya ve çevresine güzellikler katmalıdır. Tabiatın korunması ve güzelleşmesi için birçok hayvan türü korunmaya alınıyor ne yazık ki... İnsan eliyle çevremiz ve doğal tahrip ediliyor. Ortam kirletiliyor, ahlaki değerlerimiz, terbiye anlayışımız, davranış biçimlerimiz hastalıklı bir hal aldı. Bulunduğumuz toplum kirletilmeye başlandı.

Kıymetli okuyucularım.
Toplum olarak kontrolden çıkmış trafik kazasına davetiye çıkaran araç durumuna geldik. Tecavüzler cinayetler, hırsızlıklar, yolsuzluklar bir nevi moda oldu. Utanmak, ar etmek, haya etmek ayaklar altına alındı. Netice itibariyle gelinen nokta yürekler ve içler acısıdır. Sözde muhasır milletler seviyesine çıkılmaz. Sizce de öyle değil mi kardeşlerim?