Kıymetli okuyucularım, İslam Tarihi ve İslam coğrafyası incelendiğinde yüce dinimiz İslam’a zarar veren kişi, kurum, kuruluş ve fırkaların, cemaatlerin bilinmesi son derece önem arz eder. Sevgili Peygamberimizin, “ Ümmetim 79 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan birisi hariç gerisi dalalet ve sapıklık içinde olacaklardır” mesajı bu bağlamda önemlidir. Nitekim Hz. Ali r.a döneminde haricilerin yaptıkları rezaletler bellidir. Kuran ayetlerini mızrakların ucuna geçirerek tekbir sedaları ile yaptıkları cinayetler işledikleri zulümler ve akıttıkları kanlar bellidir. Aynı şekilde Batınilerinin ihanetleri ortadadır. Planları incelendiğinde tuzaklama, yemleme, avlama, alıştırma, şüpheye düşürme, boşlukta bırakma, bağlama, hile yapma, kafasını karıştırma, ayırma ve soyma gibi ihanetler karşımıza çıkar. Bu hainler çorak araziye tohum atılmasının hiçbir şekilde faydalı olacağına inanmazlar. İmam- Gazali bu konuda Fadailül- Batıniyye isimli özel bir kitap yazmıştır.

Kıymetli okuyucularım, günümüzde batığımızda Allah’ın ayetlerini işlerine geldiği gibi yorumlayanların rezaletleri karşımıza çıkar. Mesela Elkaide, Taliban, Hızbullah, İşid, Hızbüttahrir ve bazı cemaatler böyledir. Geçmişin Müslim Güzdüzlerini, Ali Kalkancılarını, Fadimelerini, Adnan Oktarlarını, Cemalettin Kaplanları ve oğlu Metin Kaplanları, fetöleri ve krudğu teşkilatları dağıtılan ulufeleri, kurulan tuzakları, bazı dernekler vasıtasıyla yapılan yemlemeleri ve bunların siyasi rantlara çevrilmesi unutulmamıştır. Tehlikeler devam etmektedir. Kızılay’ın Fatsa’da ki bir cemet deposunda yakalanan gıda ve yardım kolileri bunların açık örneğidir. Atatürk’ün tekke ve zaviyeleri kapatmasını şimdi daha iyi anlıyoruz.