Kıymetli okuyucularım, tarihe bakarsanız her dönemde kazanılmış hakların yanında gasbedilmiş haklara şerefle temsil edilen makam ve mevkilerin yanında çalınmış makam ve mevkilere alın teri ve helal kazançla ulaşılmış mal ve mülklerin yanında hileyle, gayrimeşru yollarla ele geçirilmiş mal ve mülklere rastlarsınız. Yerde sürünen devlere, buna karşılık yükselmiş cücelere, sömüre sömüre, çala çala balon gibi olmuş sülüklere, soyula soyula, sömürüle sömürüle iskelete dönmüş kişilere, ailelere, cemiyetlere, milletlere ve devletlere rastlarsınız. İnsanları da cemiyetleri de tedirgin eden asıl mesele şudur. Adalet ve sosyal adalet diye feryat edilir. Birileri tarafından bu feryatlar istismar edilir. Bakara suresinin 11’nci ayetinde kendilerine yeryüzünde fesat yapmayın, çıkarmayın denildiği zaman biz ancak ıslah edicileriz derler. Kitabımız Kuran-ı Kerim böylelerini münafık olarak tarif eder. Öyle numaralar öyle palavralar çevrilir ki yağlı ballı lokmalara bile istismar yoluyla ulaşırlar. Mağdur, masum ve mazlum insanların öfkelerini dahi istismar edilir, tekbir getirilerek adam dövülür hatta öldürülür. Tıpkı haricilerin Kuran sayfalarını mızrakların ucuna takarak, tekbir getirerek Müslüman kanı akıtması gibi. Tıpkı Hizbullahçıların sabah ezanı okurken müezzin boynuna balta ile kesmeleri gibi. Tıpkı bir zamanlar Diyarbakır sokaklarında tekbir getirip Kuran’ı havaya kaldırarak bağıran çakallar gibi. Tıpkı Cumhuriyete ‘çamuriyet’ diyen ona çamur soyan sahtekârlar gibi. Tıpkı Ankara’nın göbeğinde zikir adı altında tekbir alıp sonra da Fadime ile yakalananlar gibi. Tıpkı Atatürk’ün resimlerini salonlarda sürükleyen kaplancılar gibi. Sakın ola istismarcıların tuzaklarına düşmeyin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İstismarın istismarcıları
Kıymetli okuyucularım, tarihe bakarsanız her dönemde kazanılmış hakların yanında gasbedilmiş haklara şerefle temsil edilen makam ve mevkilerin yanında çalınmış makam ve mevkilere alın teri ve helal kazançla ulaşılmış mal ve mülklerin yanında hileyle, gayrimeşru yollarla ele geçirilmiş mal ve mülklere rastlarsınız. Yerde sürünen devlere, buna karşılık yükselmiş cücelere, sömüre sömüre, çala çala balon gibi olmuş sülüklere, soyula soyula, sömürüle sömürüle iskelete dönmüş kişilere, ailelere, cemiyetlere, milletlere ve devletlere rastlarsınız. İnsanları da cemiyetleri de tedirgin eden asıl mesele şudur. Adalet ve sosyal adalet diye feryat edilir. Birileri tarafından bu feryatlar istismar edilir. Bakara suresinin 11’nci ayetinde kendilerine yeryüzünde fesat yapmayın, çıkarmayın denildiği zaman biz ancak ıslah edicileriz derler. Kitabımız Kuran-ı Kerim böylelerini münafık olarak tarif eder. Öyle numaralar öyle palavralar çevrilir ki yağlı ballı lokmalara bile istismar yoluyla ulaşırlar. Mağdur, masum ve mazlum insanların öfkelerini dahi istismar edilir, tekbir getirilerek adam dövülür hatta öldürülür. Tıpkı haricilerin Kuran sayfalarını mızrakların ucuna takarak, tekbir getirerek Müslüman kanı akıtması gibi. Tıpkı Hizbullahçıların sabah ezanı okurken müezzin boynuna balta ile kesmeleri gibi. Tıpkı bir zamanlar Diyarbakır sokaklarında tekbir getirip Kuran’ı havaya kaldırarak bağıran çakallar gibi. Tıpkı Cumhuriyete ‘çamuriyet’ diyen ona çamur soyan sahtekârlar gibi. Tıpkı Ankara’nın göbeğinde zikir adı altında tekbir alıp sonra da Fadime ile yakalananlar gibi. Tıpkı Atatürk’ün resimlerini salonlarda sürükleyen kaplancılar gibi. Sakın ola istismarcıların tuzaklarına düşmeyin.