Kıymetli okuyucularım, istismarcılar külfete değil nimete taliptir. Onun için İmam-ı Rabbani Hazretleri Mektubatı’nın 213. Mektubunda bu gibi istismarcılarla konuşmayı bile yılan sokması gibi korkunç bulur. O dinini ve ilmini dünyaya değiştiren münafıkları dinin en büyük düşmanları olarak görürü. Diyor ki: “Allah’tan korkmayan ilim adamları hangi fırkadan(görüşten) olursa olsun din hırsızlarıdır. Bunlarla konuşmaktan ve arkadaşlık etmekten de sakınılmalıdır. Dinde hasıl olan(meydana gelen) bütün fitneler bu azılı din düşmanlığı hep dinin yıkılmasına yardım ettiler” diyor. Öte yandan mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim’de dini dünya menfaatleri için değiştiren bilginlerden altın ve gümüşü biriktirerek Allah yolunda çalışmayan din adamlarından fakir ve fukaranın hakkını gözetmeyip riyakarca namaz kılarak kitleleri aldatmaya çalışan yalancı dindarlardan pek çok kere söz eder.
Kıymetli okuyucularım, samimi bir mümine, samimi bir Müslüman’a din istismarcısı denemez. Çünkü o din ve din imanı için gerektiğinde her şeyini feda edebilir. Mümin ve Müslüman adam kendisini dinin hizmetinde görür. O idealisttir. Din ve inanç istismarcısı ise “ikiyüzlü münafıktır”. Dinin kendisine hizmet ettirmeye çalışır. Asrımızda ve günümüzde İslam dünyasının karşılaştığı tehlikelerden biri de mümin kitlelerin münafıklarca din bezirganlarca ve şer kuvvetlerince istismar edilmesidir. Kara ve kızıl emperyalizm bile İslam dünyasında bu oyunu oynamaya başlamıştır. Samimi Müslümanlar ve müminler seslerini kısmış ve üzüntülerini bağrına gömmüş susarken istismarcıların homurtuları ve çığlıkları dünyamızı sarmıştır. Birçok madraz ve şarlatan ihtiraslarını ve dünyaya olan düşkünlüklerini din ile maskelemeye çalıştığını görmek gerçek moda haline almıştır. Bir taraftan gerçek din olan İslam unutturulurken diğer taraftan birçok şer ve batıl hareketin maskesidir. Şahların, şıhların, siyaset cambazlarının bile dilinden din düşmemiştir. Kan dökücü zalimler, soluk aldırmayan diktatörler, taht ve koltuk düşkünü şeyhler, rüşvetçiler, ihale yolsuzları, hatta bazı gazeteciler(basın mensupları), han ve apartman dikmeye çalışan nice tipler, mukaddes dinimizin derisine yapışmış belenmektedirler. Dümenlerini din ile hareket ettirenlerin sayıları bir hayli fazladır.
Kıymetli okuyucularım, üzülerek belirtelim ki dinimiz İslam’ın asli kaynakları olan Kuran ve sahih sünnet bile istismar edilmektedir. Birçok dini emirler alabora yapılmıştır. Yanlış bir laiklik anlayışı, yanlış bir demokrasi yorumu, tertemiz ve cihanşumül olan dinimizi; sapık akımların, ham softaların istismarına maruz bırakılmıştır.
Not: Konu merhum S. Ahmet Arvasi’nini, Türk İslam Ülküsü eserinin 388-389’ncu sayfalarında detaylı ele alınmıştır. Tavsiye ederim.