SON DAKİKA
Hava Durumu

İSTİKLAL MARŞIMIZIN KABULU VE MEHMET AKİF ERSOY (2)

Yazının Giriş Tarihi: 12.03.2021 18:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.03.2021 18:57
Akif, 1918 yılında 98 mısralık bir şiir yazarak İslam'a muarız (karşı) sözlerden dolayı Tevfik Fikret'i hicveden (tenkit eden) bu şiiri Sebîlürreşâd'da yayınlamıştır. Tevfik Fikret sahte batıcılık anlayışı ile İslam'a karşı edepsiz sözler sarf etmiştir. Akif 1915'de Teşkilat-ı Mahsuse (Özel İstihbarat) teşkilatının başında bulunan Eşref kuşbaşı ve bir heyetle Mescit Emir'i İbnürreşid'e gönderiyor. Maksat bu karışık dönemde İbnürreşit'i halifeye bağlı kılmaktı. Vesile ile Necid Çölleri'nden Medine'ye başlıklı şiir yazmıştır. Akif Lübnan'da yaşamakta olan Şerif Haydar Paşa'nın davetiye ile 1 ay gittiği Aliye'de kalmış bu sırada İstanbul'da kurulan Darül- Hikmetül-İslamiye'nin başkatipliğine getirilmiştir. I. Dünya Savaşı'nın yenilgisi ve 1919'da Yunanlılar tarafından İzmir'in işgal edilmesi bir iman ve ideal adamı olan Akif'i şiddet ve sarsmıştır. Hiç ümitsizliğe kapılmadan Balıkesir'e geçerek camilerde verdiği vaazlarla halkı direnişe teşvik etmiştir. 6 Mart 1920'de İstanbul'un işgali, 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin teşkili, Mayıs 1920'de Akif'in Burdur Milletvekili olarak meclise dahil olması ve Konya, Afyon, Antalya, Kastamonu, Eskişehir ve diğer illerde Milli Mücadele'ye destek sağlamak için büyük gayretler sarfetti. Yaptığı vaazlar bir bildiri olarak cephedeki askerlere dağıtılmış ayrıca Sebîlürreşâd'da yayınlanmıştır Asım'ın Nesli'nin 3 bölümü Kastamonu'da yayınlanmış, Eşref Edip tarafından Kayseri'de Sebîlürreşâd devam ettirilmiştir. Akif, Tacettin Dergahı'na yerleşti. 7 Kasım 1920'de açılan İstiklal Marşı'nı bu dergahta yazdı. Öyle ki kapılara, duvarlara gözyaşları ve tevekkül ile imanla, küfrü olan öfkesi ile yazdı. Akif, Cumhuriyet' in ilanından 4 ay önce İstanbul'a dönmüş ve Atlas Halim Paşa'nın daveti ile Mısır'a gitmiş 1925'e kadar yazılarını İstanbul'da yazmış kış aylarında ise Hilvan'da devam etmiştir. 1925'ten 1936 yılına kadar Hilvan'da kiralık bir evde kalmıştır.

Bu dönemde Türkçe dersleri vermiştir. Belki sanat olarak en verimsiz ve en kısır dönemi bu 15 yıldır. İslam Alemi'ni hür ve bayındır (gelişmiş) görme hayali onu etkilemiş sıhhatini bozulmuştur. 1935'te karaciğer fonksiyonları bozulmuş ve istirahat için Lübnan'a gidip dönmüştür. Hastalık şiddetlenince 1936'da İstanbul'a dönüyor. Yakalandığı sirozdan dolayı 27 Aralık 1936'da vefat ediyor. Edirnekapı'daki Şehitlik'te defnedilmiştir. 

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy gençliğimize, yetişen nesillere anlatılmalı ve tanıtılmalıdır. Onun ismi üzerinden bir takım basit ve tutarsız istismarlar asla doğru değildir. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.