Kıymetli Okuyucularım,

Dünyada gelişen insan hakları, demokrasi ve hürriyetlerin temelinde bireysel ve ferdi hakların önem kazanması ülkelerin seçiminde kamu baskısının oluşması STK-sivil toplum kuruluşlarının sınır tanımadan çok etkin rol oynamaktadırlar. Bugün için dış kaynak kullanmadan yabancı istihbarat servisleri, STK kuruluşlarının devreye girmediği alanlar pek azdır. Çünkü hayatın bütün alanlarında sivil toplum kuruluşları faaliyet göstermektedir. Bu dernek, vakıf, düşünce kuruluşları sayı itibarı ile bir hayli fazladır. Bunların yurt içi ve yurt dışı bağlantıları devam etmektedir. Güçlü ülkelerin elinde bunlar birer siyasi kozdur, siyasi figürandır. Barışı tesis, barışı koruma faaliyetlerine paralel olarak sosyal ve kültürel iş birliği ayaklarıyla oyunlarına devam etmektedirler. Birilerinin yeni dünya düzeni uydurukçası için yeni dünya düzenini oluşturan iki temel ve dev güç vardır. Bunlardan biri Yahudi lobilerinin ve tekellerinin kurduğu gizli cemiyetlerdir. Ötekisi ise Nasp adı verilen Anglo sakson, Protestan azınlığın kurduğu gizli cemiyetlerdir.

Kıymetli Okuyucularım,

Globazasyon adıyla yutturulmak istenen ‘Yeni Dünya Düzeni’ günübirlik bir strateji değildir. Kökeni imparatorluklara ve sömürü dönemine dayanan bir plandır. Yeni dünya düzeni denilen kirli ve iğrenç sistem ulusçuluğu ve sınırları kaldıran bir sistem değildir. Tam aksine ezen, acımasız, emperyalist, faşist bir yapıdır. Amerika’da tüm güç ve medya ‘basın, TV Kanalları ve diğerleri’ malum gizli cemiyetler tarafından şekillendirilir. Sözü edilen gizli örgütler sivil toplum kuruluşlarına çok miktarda maddi yardımlarda bulunur. Cemaatlerin bir kısmı buna dâhildir. Tıpkı fetö terör örgütünde olduğu gibi.

DEVAM EDECEK…