Ve nihayet tam 50 yıl sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın İbni Haldun Üniversitesinin açılış konuşmasında beklediğim gerçek, hayal ettiğim ideal kurşun gibi hedefine ulaştı. “ Hamd olsun Allah’a, şükürler olsun Yarabbi ” diye elimi açıp dua ettim. Elimdeki peçete ile gözyaşlarımı sildim. Eşim yanıma gelerek “ ne oldu yine neden ağlıyorsun, tansiyonun belli üzülmemen lazım, biliyorsun ” dediğinde cevap verdim. “ ne üzülmesi hayatım, bu sevinç gözyaşları ” dedim. Öyle ya Avrupa Birliği, NATO, UNESCO, Birleşmiş Milletler, Amerika, Rusya, Batı falan derken akan Müslüman kanını verilen şehitlerin haddi hesabı yok. Kimse çıkıp da “ ayıdan post, gavurdan dost olmaz. ” Demedi. Diyenler ise susturuldu. Hem de yobaz, gerici, mülteci, faşist damgaları vurularak rahmetli Atatürk ve rahmetli Alparslan Türkeş’in hayata geçirmek istediği Türk dünyası yani Turan ve daha ileride “ kızıl elma ” şuuru ekranlara taşındı. Hem de bir Cumhurbaşkanı tarafından Tunus bilim adamının konuşmasında “ İslamın sancağını Osmanlıda olduğu gibi, Türk gençliğinin yeniden taşımasını bekliyoruz. ” ifadesi beni yerimden hoplattı. Karanlık aydınlıkların, çeyrek beyin tiplemelerinin, uzaktan kumandalı satılmış beyinlerin nihayet foyaları ortaya çıktı. 1400 sene evvel yüce Allah’ın ilahi mesajları sunulmuş, heyhat birileri tarafından karalanmış. 1400 yıl önce Allah Resulünün tavsiyeleri maalesef çağ dışı kabul edilmiş. Ne kadar ihanete uğradığımız şimdi anlaşıldı. İbni Sina’lar İbni Haldunlar, İmamı Buhari’ler, İmamı Gazali’ler, İbni Rüşd’ler ve daha niceleri. Bunlar unutturuldu. Hans’lar, Jaklar, Salamon’lar bize tanıtıldı. Gelinen nokta tam bir fiyasko oldu. Müftülüğüm döneminde Muğla işletmecilik fakültesinde verdiğim bir konferanstan dolayı tam 4 ay soruşturma geçirdim. Sebebi çok günçtü. Bir hadisi şerifi söyledim. “ ihtiyacı olmadan yaş ağacı kesenlere, altında gölgeleneceğimiz yerleri kirletenlere, içine girip serinleyeceğim sulara bevl edip, kirletenlere Allah lanet etsin ” buyruluyor. Şimdi bu sözü üniversitenin bir yerine asarsanız yobaz olursunuz. Ama Hans’ın, Dimitri’nin, Alakxsın sözünü duvarlara kazırsanız ilerici çağdaş olursunuz demiştim. Salon ayağa kalktı alkışlar çok uzun sürdü. Gel gör ki peşinden soruşturma açıldı. Neden söyledi, neyi kastetti “ ifade üzerine ifade. Savunmalar dakikalarca sürdü. Batı koliklerin, beyin travestilerinin niyetleri belliydi. Muhammet İkbal ömrünün çoğunu batıda geçirmiş ama asla ark kültürünü inkar etmemiş ve bir türlü batı kolik olmamıştır. Kendisine bu olay sorulduğunda “ Ben gözüme Medine sürmesi çektim. Batıya hep öyle baktım .” Demiştir. Özellikle son olaylar batının ne kadar vahşi olduğunu bize göstermiştir. Artık uyanma zamanı gelmiştir. Müslüman Türk Milletinin, özellikle Ülkücü iradenin haklılığı bir kere daha ortaya çıkmıştır. Sakat ve sakar sürüleri inşallah gerçekleri görmüşlerdir. Ecdadımızın Ruhları şad olsun…