SON DAKİKA
Hava Durumu

İŞSİZLİK İSTİHDAM VE İSLAM (2)

Yazının Giriş Tarihi: 28.01.2019 21:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.01.2019 21:39
Dünya genelinde milyonlarca insanı hor ve hakir gören, milyonlarca kadın ve çocuğu açlığa, yokluğa ve ölüme terk eden sistemler vardır ve devam etmektedir. Bu sistemleri tatbik eden ülkeler ve o ülkelerin liderleri, idari kadroları vardır. Bunların hepside demokrasi ve özgürlük havarisi geçinen cazgırlardır. Bu slogan havarisi cazgırlar sistemin cevherinde ki çatlakları ve paslanmaları bilerek ağıramaz olmuşlardır. Düzenle, düzenler yani at izi ile it izi birbirine karıştırılmıştır. Nüfus bakımından yoğunlaşan toplumlarda sosyal parçalanmalar görünmeye başlamıştır. Buda milli ve manevi yapıyı, mukkades değerleri zafiyete uğratmıştır. Artan iş bölümleri hüviyet kazanmış ve ekonominin temel faaliyetlerinden olmuşlardır.  Modern sanayinin hızlı gelişmesi yüksek seviyelere ulaşınca başta tarım ve hayvancılık olmak üzere işçi sınıfları, serbest meslek erbabı ve bürokratlar arasında sıkıntılar başlamıştır. Burada aklımıza gelen ilk soru şudur. Bu sosyal dertler, sosyal hastalıklar bellidir. Peki bunların tedavisi, kurtuluş çaresi hangi sistemlerdir. Çözüm yolu nelerdir. Cevap tektir ve kesindir. Çare istisnasız İslamdır. Hem dinimiz İslam da, hemde Müslüman Türk töresinde imtiyazlı sınıflar, rant musluğunda el yıkayan, bal tutan parmağını yalar diyen şımarık tipler yoktur. Şayet  olursa cezası bellidir. Çalışmalar bir nevi ibadet ibadet  aşkı içinde olmuştur. İnsanlar kendi alın terini önemsemişlerdir. Meşru işlerde çalışan hiç kimse hor görülmemiştir. Batı’nın ve Avrupa’nın sınıf kavgaları İslam’da yoktur. İş ve meslek grupları arasındaki münasebetler din, töre ve kanunlara ayarlanmıştır. İslamda grev, lokavt gibi hak aramaktan öteye zümrevi ve ideolojik bir kuvvet kuvvet gösterisi olarak tanımlanan eylemler yoktur. Asıl olan meşru ve uygun bir pazarlık ve sözleşme şeklidir. Buda hakem kurallarında adaletle çözülür. Haksızlığa asla göz yumulmaz. Günümüze baktığımızda sahte sosyal adeletçiler, sahte eşitlikçiler, sahte dindarlar, sahte İslamcılar ve sahte yalancı, aldatıcı bürokratlar ve siyasetçiler toplumları aldatmaktadırlar Modern kölelik ve modern uşaklık demokrasi ve özgürlük sloganları ile ört bas edilmektedir. Sosyal uçurumlar, sosyal felaketlere dönüşmektedir. İstihdam ayakları, çıkar payandaları olmuştur. İptidai ve ilkel sürtüşmeler devletimizi de, milletimizi de zarara sürüklemektedir.
Devam edecek…  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.