Kuran’ın içine aldığı hükümlerden 6.’sı (altıncısı) “İdare edenlerle, idare edilenler arasındaki ilişkilerdir. Bu düzenlemelerle ilgili beş kaide mevcuttur. Bunlardan birincisi ‘ADALET’TİR. Pek çok ayette adaletten bahsedilmiştir.
Nisa Suresi’nin 58. ayetinde şöyle buyrulmuştur. “Şüphesiz ki Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder…”
Nalh Suresi’nin 90. ayetinde ise “Allah şüphesiz ki adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder. Taşkın kötülüklerden, meşru olmayan şeylerden, zulüm ve zorbalıktan men eder.” Kuran adaleti “ idare edenler, idare edilenin, yani devletin başındakilerle, vatandaşların, nihayet bütün halkın birbirine karşı adaletli davranmasını esas alır. Bu da ilahi hükümleri tatbik etmek ve yaşamak bakımından tam bir eşitliktir. Kurana göre zengin, asilzade veya hâkim ve idareci, yani devlet adamı suç işlediği zaman, tıpkı vatandaşlar gibi aynı cezaya uğratılır. İslam hukukuna göre idarecilerde aynen halkın sahip olduğu hak ve esaslara sahiptirler. Onların üstün olan herhangi bir hakları yoktur. Onlarda üstün ve kutsal kişiler değillerdir. Yani kavram olarak Kuran ‘Toplumsal adalet’ denilen şeyin gerçekleşmesini esas alır. Bunun anlamı herkesin yaşama hakkına sahip olması ve herkesin imkânlardan eşit olarak yararlanmasıdır.
Buna göre güçlüler zayıfları koruyacak, zenginler, varlıklı olanlar fakirleri doyuracaktır. Konuyla ilgili pek çok ayet vardır. Kuranın tarif ettiği adalete göre, her insan, kendi güç ve imkânları dâhilinde gayret sarf edecektir. Çalışmayan, asalak yaşamaktan hoşlananlar ise tembelliklerinin cezalarını çekeceklerdir. Çünkü ‘gökten altın ve gümüş yağmaz.’ Kurana göre herkes, iş ve emek bakımından çalıştığının karşılığını alacaktır. Emek esastır. Kuran istişareyi esas almıştır. ‘İş hakkında onlarla istişare et. Bir kere karar verdin mi, artık Allah’a dayan.’ Ali İmran 159.
İdare edenlerle, idare edilenler arasındaki ilişki Kuran’da şöyle açıklanmıştır. ‘İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatı hakkındaki sözü senin hoşuna gider. O azılı düşman olduğu halde kalbindekine Allah’ı şahit tutar. İş başına geçince de yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışır. Allah ise fesadı sevmez. Bakara Suresi 205.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İSLAMI İNSANLIĞA ANLATMALIYIZ
Nisa Suresi’nin 58. ayetinde şöyle buyrulmuştur. “Şüphesiz ki Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder…”
Nalh Suresi’nin 90. ayetinde ise “Allah şüphesiz ki adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder. Taşkın kötülüklerden, meşru olmayan şeylerden, zulüm ve zorbalıktan men eder.” Kuran adaleti “ idare edenler, idare edilenin, yani devletin başındakilerle, vatandaşların, nihayet bütün halkın birbirine karşı adaletli davranmasını esas alır. Bu da ilahi hükümleri tatbik etmek ve yaşamak bakımından tam bir eşitliktir. Kurana göre zengin, asilzade veya hâkim ve idareci, yani devlet adamı suç işlediği zaman, tıpkı vatandaşlar gibi aynı cezaya uğratılır. İslam hukukuna göre idarecilerde aynen halkın sahip olduğu hak ve esaslara sahiptirler. Onların üstün olan herhangi bir hakları yoktur. Onlarda üstün ve kutsal kişiler değillerdir. Yani kavram olarak Kuran ‘Toplumsal adalet’ denilen şeyin gerçekleşmesini esas alır. Bunun anlamı herkesin yaşama hakkına sahip olması ve herkesin imkânlardan eşit olarak yararlanmasıdır.
Buna göre güçlüler zayıfları koruyacak, zenginler, varlıklı olanlar fakirleri doyuracaktır. Konuyla ilgili pek çok ayet vardır. Kuranın tarif ettiği adalete göre, her insan, kendi güç ve imkânları dâhilinde gayret sarf edecektir. Çalışmayan, asalak yaşamaktan hoşlananlar ise tembelliklerinin cezalarını çekeceklerdir. Çünkü ‘gökten altın ve gümüş yağmaz.’ Kurana göre herkes, iş ve emek bakımından çalıştığının karşılığını alacaktır. Emek esastır. Kuran istişareyi esas almıştır. ‘İş hakkında onlarla istişare et. Bir kere karar verdin mi, artık Allah’a dayan.’ Ali İmran 159.
İdare edenlerle, idare edilenler arasındaki ilişki Kuran’da şöyle açıklanmıştır. ‘İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatı hakkındaki sözü senin hoşuna gider. O azılı düşman olduğu halde kalbindekine Allah’ı şahit tutar. İş başına geçince de yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışır. Allah ise fesadı sevmez. Bakara Suresi 205.