Çünkü şanlı Peygamberimiz (S.A) hiçbir şekilde havadan konuşmamıştır. İslam’ın diğer delillerinin tamamı bu iki kaynaktan, Kuran ve sahih sünnetten doğmuştur. Kuran’ın içine aldığı hükümler vardır. İbadetler, kefaret, muamelat, aileyi tanzim eden hükümler, cezai hükümler, idare edenler, idare edilenler arasındaki ilişkiler, Müslümanların, gayri Müslimlerle, Müslüman olmayanlarla ilişkileri, bu yedi hükümden biricisini ibadetler teşkil eder.  Allah, namaz, oruç, haç, zekat ve diğer sadakaları emretmiş ancak bunların detaylarını açıklamamıştır. İzahını sünnete bırakmıştır. Şanlı peygamberimizde bunları tam olarak izah etmiş ve “Ben namazı nasıl kılıyorsam, sizde öyle kılın” buyurmuştur. Hac da böyle emredilmiş, onun nasıl yapılacağı yine sünnete bırakılmış ve Allah Resulü “Hac ile ilgili ibadetlerinizi benden öğreniniz” buyurmuştur. Zekâtla ilgili olarak, zekât tahsil eden, toplayan memurlara, zekatın izahını bizzat yapmıştır. İbadetlerle ilgili olan “Haberi Vahid” denilen yani “Meşhur hadislerin şartlarını haiz olmayan haber” demektir. İbadetler konusunda ihtilaflar pek azdır. Daha çok şekil ve efdal olma bakımından ihtilatlar olmuştur. Farz ve rukan açısından ihtilat yoktur. Namazın rüknü ise kıyam, kıraat, rüku ve secdedir. İkincisi kefaretlerdir. Bunlar ibadet değildir. Ancak mana bakımından ibadete yakın olan emirlerdir. Bir kısım günahların affı bunlarla sağlanmaktadır. Buda 3’e ayrılır. A) Zihar kefareti B) Yemin kefareti C) Hata ile bir mümini öldürme. Kuran’da zikredilen kefaretlerin detayları da Şanlı Peygamberimiz tarafından anlatılmıştır. Mücadele suresi ayet 1-4, Maide suresi ayet 59, Nisa suresi ayet 92 bunlarla ilgilidir. Burada çok önemli bir husus vardır. Kefaretlerde köle azat etmek, yani bir insanı hürriyetine kavuşturmak, sanki ölüyü diriltmek gibi bir özelliğe sahiptir. Bununda anlamı şudur, “Kölelik ölümdür. Hürriyet ise hayattır”. Kuran’ın içine aldığı hükümlerden üçüncüsü Muamelattı: Adil ve meşru olan şeyleri Allah Kuran da bayan buyurmuştur. Mesela mali muamelatta “Halkın mallarını haksız yere yemenin yasaklanmış oluşu böyledir. Yüce Rabbimiz “Ey iman edenler, mallarınızı aranızda haksızlıkla değil, karşılıkla rızalaşmaya dayanan ticaretle yiyin. Haram ile kendinizi mahvetmeyin” buyrulmuştur. Nisa suresi ayet 29. Bu ayetteki karşılıklı rıza ifadesi alım ve satımda kar ve zararın misbah olduğuna ibarettir.   DEVAM EDECEK