İslam’ın güncellenmesi “Kur’an (kitap) ve sünnette (Allah Resulü’nün) söz ve uygulamalarında hükmü açık olarak bulunmayan bir meselenin, gerekli hüküm ve bilgiyi elde edebilmek için başvurulan çare ve yollara içtihad denir ki, bir bakıma (Nas) denilen kitap ve sünnetin ehli olan ve yeterli bilgi birikimine sahip olan kişi ya da kişilerin toplu olarak bir konuda görüş birliğine varmalarıdır ki buna içtihad denir. Bir kişi kendi ilmi gözü ve bilgi birikimi ile bir konuda fikrini, yine kitap ve sünnetin ışığı altında ifade ederse ona da rey denir. Her ikisi de İslam’ın güncellenmesi noktasında zaruridir. Kıyas (mukayese) de bu cümleden ele alınmıştır.
Uzun süre gündemde kalan mecelle hukukunda da içtihada geniş yer verilmiştir. Bu bağlamda maslahat ve zarurette ele alınmıştır. Tabii bunlar ele alınırken “vay efendim dinde reform yapılıyor” çığlıkları tamamen safsatadır ve şaklabanlıktır. Kimsenin şüphesi olmasın İslam dininin reforma, yeniliğe, ihtiyacı yoktur. O, 1400 yıldan beri tazeliğini korumuştur ve kıyamete kadar koruyacaktır. Bir misal vermek gerekirse geçtiğimiz günlerde ekranlara bir haber düştü. Neymiş bu mühim haber biliyor musunuz? “Amerika’da bir profesör az ye, çok yaşa” diye ömrün uzama formülünü bulmuş. İnsanın yuh be diyesi geliyor. Yahu kardeşim şanlı Peygamberimiz tam 1400 küsür sene önce sağlıklı yaşamak için “acıkmadan sofraya oturmayınız, doymadan sofradan kalkınız” buyurmadı mı? Taklitçi zavallılar. Elin gavuru söyleyince buluş oluyor. Hz. Muhammed söyleyince hiçbir şey olmuyor, öyle mi? Tıpkı Arşimed’in suyun kaldırma kuvvetini bulup da hamamda üryan olarak buldum diye bağırmasının uydurukça olduğu gibi. Zavallı taklitçi Kur’an’da Allah’ımız “Nuh’un gemisini yüzdürdüğünü” haber vermiyor mu? Konumuza dönersek: Hem Avrupa kıta hukukunda hem de Anglosakson memleketlerinde yer verilmiş olan içtihad faaliyetleri incelendiğinde iki ayrı görüş ortaya çıktı.
Birincisi hakimlerin yaptığı mahkeme içtihadları diğeri de hukuk alimlerinin, ilim adamlarının yaptığı ilmi içtihadlar. Burada mukayese edilecek olursak kitap ve sünnetin varlığını onların kanunlarına benzetmemiz gerekir ki İslami hukuk nizamı bunlardan ayrıdır. Mecelleye kadar İslam’da hükme esas teşkil edecek kanunların fıkıh kitaplarından çıkarılacak bir arada toplanması pek söz konusu olmamıştır. İslam hukuk nizamında hakim müçtehid değildir. (Bakınız İslam Hukukunda İçtihad. Sayfa 22-23-24)
Devam edecek…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
İslam nasıl güncellenir (2)
Uzun süre gündemde kalan mecelle hukukunda da içtihada geniş yer verilmiştir. Bu bağlamda maslahat ve zarurette ele alınmıştır. Tabii bunlar ele alınırken “vay efendim dinde reform yapılıyor” çığlıkları tamamen safsatadır ve şaklabanlıktır. Kimsenin şüphesi olmasın İslam dininin reforma, yeniliğe, ihtiyacı yoktur. O, 1400 yıldan beri tazeliğini korumuştur ve kıyamete kadar koruyacaktır. Bir misal vermek gerekirse geçtiğimiz günlerde ekranlara bir haber düştü. Neymiş bu mühim haber biliyor musunuz? “Amerika’da bir profesör az ye, çok yaşa” diye ömrün uzama formülünü bulmuş. İnsanın yuh be diyesi geliyor. Yahu kardeşim şanlı Peygamberimiz tam 1400 küsür sene önce sağlıklı yaşamak için “acıkmadan sofraya oturmayınız, doymadan sofradan kalkınız” buyurmadı mı? Taklitçi zavallılar. Elin gavuru söyleyince buluş oluyor. Hz. Muhammed söyleyince hiçbir şey olmuyor, öyle mi? Tıpkı Arşimed’in suyun kaldırma kuvvetini bulup da hamamda üryan olarak buldum diye bağırmasının uydurukça olduğu gibi. Zavallı taklitçi Kur’an’da Allah’ımız “Nuh’un gemisini yüzdürdüğünü” haber vermiyor mu? Konumuza dönersek: Hem Avrupa kıta hukukunda hem de Anglosakson memleketlerinde yer verilmiş olan içtihad faaliyetleri incelendiğinde iki ayrı görüş ortaya çıktı.
Birincisi hakimlerin yaptığı mahkeme içtihadları diğeri de hukuk alimlerinin, ilim adamlarının yaptığı ilmi içtihadlar. Burada mukayese edilecek olursak kitap ve sünnetin varlığını onların kanunlarına benzetmemiz gerekir ki İslami hukuk nizamı bunlardan ayrıdır. Mecelleye kadar İslam’da hükme esas teşkil edecek kanunların fıkıh kitaplarından çıkarılacak bir arada toplanması pek söz konusu olmamıştır. İslam hukuk nizamında hakim müçtehid değildir. (Bakınız İslam Hukukunda İçtihad. Sayfa 22-23-24)
Devam edecek…