Kıymetli okuyucularım,
Üretilmiş mal ve hizmetlerin ihtiyaç sahiplerine karşılıksız olarak verilmesini sağlayan gönüllü hayır hizmetlerinin başında vakıflar gelmektedir. Vakıflar hayra yönelik özel teşebbüstür. Öyle bir özel teşebbüs ki gaye ve maksadı kar etmek ve ticaret yapmak değildir. Elde edilen gelirler muhtaçlara ve fakirlere dağıtılır. Vakfın ve hayır derneklerinin Mütevelli Heyetleri ve yöneticileri hiçbir şey alamazlar. Ancak vakfın geliriyle gerekiyorsa vakfiyeler onarılır, çalışanların ücretleri ödenir ve hizmet imkanları geliştirilir. Vakfedilen mal vakıf edenin mülkü olmaktan çıkar. Türk-İslam kültür ve medeniyetinde vakıflar ve hayır dernekleri çok önemli yer tutar. Belli hizmetlere tahsis edilen vakıfların ve hayır derneklerinin milyonlarla ölçülemeyecek kadar mal varlıkları vardır. Bunların gelirleri devlet bütçesine bedel değerdedir. Bu gelirler ve mali imkanlar; fakirlere, muhtaçlara, gariplere, hastalara, kimsesizlere, öğrencilere, mücahitlere verilmek üzere kullanılır. Hayvanlara hizmet veren vakıflar bile kurulmuştur.
Kıymetli okuyucularım,
Vakfiyeleri, hayır derneklerini maksatları dışında kullanmak, israf etmek, ucuz fiyatlara eş dosta kiraya vermek yasak ve haramdır. İslam dininde hayır ve vakıf dernekleri hassasiyetle korunur. Mecelle’ye göre vakıf malı hayır dernekleri malın yetim malı hükmündedir. Günümüzde yardım ve ilgiye muhtaç insanlar ve zümreler çoğalmıştır. Bunlar ihtiyaçlarının giderilmesi için kıvranmaktadır. Bizlere düşen görev bu insanların ihtiyaçlarının giderilmesi için uğraşmaktır. Meşru ihtiyaçlar meşru yollardan giderilemez ise gayrı meşru yollara düşmelerin sayıları artar. Sahipsiz bırakılan gençlerimiz muhtaç ve mağdurlarımız kendilerini felaketlerin kucağına bile atabilirler. Bunun örnekleri çok görülmüştür. Son günlerde gündeme gelen Kızılay olayları bu bağlamda çok üzücü olmuştur. Ayrıca hayri kurumlar diyerek yardımlar toplanıp lüks lojmanlar almak dini ve ahlaki yönden yüz karasıdır. Hele şu huzur hakkı denilerek cebe indirilen paraların hesapları mutlaka sorulacaktır. Kul sormaz ise Allah soracaktır. Ben öyle inanıyorum. Kitabını oku hesap itibariyle sana kafidir ilahi mesajı unutulmamalıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İslam’da vakıf ve hayır dernekleri
Kıymetli okuyucularım,
Üretilmiş mal ve hizmetlerin ihtiyaç sahiplerine karşılıksız olarak verilmesini sağlayan gönüllü hayır hizmetlerinin başında vakıflar gelmektedir. Vakıflar hayra yönelik özel teşebbüstür. Öyle bir özel teşebbüs ki gaye ve maksadı kar etmek ve ticaret yapmak değildir. Elde edilen gelirler muhtaçlara ve fakirlere dağıtılır. Vakfın ve hayır derneklerinin Mütevelli Heyetleri ve yöneticileri hiçbir şey alamazlar. Ancak vakfın geliriyle gerekiyorsa vakfiyeler onarılır, çalışanların ücretleri ödenir ve hizmet imkanları geliştirilir. Vakfedilen mal vakıf edenin mülkü olmaktan çıkar. Türk-İslam kültür ve medeniyetinde vakıflar ve hayır dernekleri çok önemli yer tutar. Belli hizmetlere tahsis edilen vakıfların ve hayır derneklerinin milyonlarla ölçülemeyecek kadar mal varlıkları vardır. Bunların gelirleri devlet bütçesine bedel değerdedir. Bu gelirler ve mali imkanlar; fakirlere, muhtaçlara, gariplere, hastalara, kimsesizlere, öğrencilere, mücahitlere verilmek üzere kullanılır. Hayvanlara hizmet veren vakıflar bile kurulmuştur.
Kıymetli okuyucularım,
Vakfiyeleri, hayır derneklerini maksatları dışında kullanmak, israf etmek, ucuz fiyatlara eş dosta kiraya vermek yasak ve haramdır. İslam dininde hayır ve vakıf dernekleri hassasiyetle korunur. Mecelle’ye göre vakıf malı hayır dernekleri malın yetim malı hükmündedir. Günümüzde yardım ve ilgiye muhtaç insanlar ve zümreler çoğalmıştır. Bunlar ihtiyaçlarının giderilmesi için kıvranmaktadır. Bizlere düşen görev bu insanların ihtiyaçlarının giderilmesi için uğraşmaktır. Meşru ihtiyaçlar meşru yollardan giderilemez ise gayrı meşru yollara düşmelerin sayıları artar. Sahipsiz bırakılan gençlerimiz muhtaç ve mağdurlarımız kendilerini felaketlerin kucağına bile atabilirler. Bunun örnekleri çok görülmüştür. Son günlerde gündeme gelen Kızılay olayları bu bağlamda çok üzücü olmuştur. Ayrıca hayri kurumlar diyerek yardımlar toplanıp lüks lojmanlar almak dini ve ahlaki yönden yüz karasıdır. Hele şu huzur hakkı denilerek cebe indirilen paraların hesapları mutlaka sorulacaktır. Kul sormaz ise Allah soracaktır. Ben öyle inanıyorum. Kitabını oku hesap itibariyle sana kafidir ilahi mesajı unutulmamalıdır.