Kıymetli okuyucularım
Devlet çok müşkül durumda kalmadıkça kendisine ait fabrikaları, işletmeleri ve diğer müesseseleri özel mülkiyete satmalıdır ve devretmemelidir. Bir bakıma ecdadımızın miri topraklar için koymuş olduğu prensipler burada da geçerli olmalıdır. Devlet ister kendi çalıştırsın, ister işçilere kiraya versin ister, fakir fukaranın yoksulların hizmetine versin kendi mülkiyetinde bulunan fabrikaların, işletmelerin ve müesseselerin sahibi ve hakimi olarak kalmalıdır. Şu çok önemlidir. İslam ekonomik sisteminde üretim araçları üzerinde özel mülkiyet hakkı tanınmak ile birlikte devlet fakir ve yoksullar (gelirini giderini karşılayamayanlar) üzerine şefkat ve himaye kanatlarını gerer. Devlet fakir ve yoksula, "Ben malca, parayla ve varlık itibarı ile senden zenginim. Toplumda senden kuvvetliyim" diyen ve öyle düşünen dünya zenginlerinin baskı ve insafına bırakmaz ve terk etmez. Dürüst devlet adamları böyle düşünen ve böyle hareket eden zalimleri alçaltır ve cezalandırır.

Kıymetli okuyucularım
Kuran-ı Kerim'de "Ben malca senden zenginim, cemiyetler de senden kuvvetliyim" diyen kimselerin zalim olduklarını ve Allah'ın gazabına uğratılacağını, servetlerinin istilaya uğratılacağını açık olarak bildirmiştir. Bak. Kehf Suresi ayet 34-42. ve 43. Ayrıca Tövbe Suresi'nin 24. ayeti bu bağlamda çok nettir. Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz kabileniz (yandaşlarınız), elinize geçirdiğiniz mallar, kesade (noksanlığa) uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve hoşunuza giden meskenler, köşkler, hanlar, saraylar, apartmanlar size Allah'tan onun Peygamberinden ve onun yolundaki bir cihattan (mücadeleden) daha sevgili ise artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleye durun. Allah fasıklar güruhunu (grubunu) hidayete (kurtuluşa) erdirmez." Buyurarak bizleri ve vurguncuları soyguncuları uyarmaktadır. Mal, mülk, makam ve mevki yüzünden yeryüzünde ve bulunduğu toplumda tesisat kargaşa ve huzursuzluk çıkaranları Allah sevmez. Kasas Suresi ayet 77.

Kıymetli okuyucularım
Adil ve dürüst devlet adamları yöneticiler hem insanları hem de çalışmak zorunda olan işçileri dünyaperest ve partizan bir sınıf ve zorbaların insafına ve baskısını terk etmez. Çalışan işçiler hiçbir şekilde işini ihmal edip devlete veya çalıştığı işverene zarar verecek bir davranışta bulunmamalıdır. Devlet idare etmekle yükümlü olduğu toplumun, milletin mutluluğu ve rahatı için her türlü tedbiri almalıdır. Dedemiz Orhangazi'nin şu duasını günümüzün devlet adamları örnek almalı ve rehber edilmelidirler. "Yarabbi milletime, devletime fakirlik musallat olacak (gelecekse) önce benim evime (haneme) misafir olsun." İşte asil ruh, işte Müslüman devlet adamı... Bizim de dua ve temennimiz günümüzün devlet adamlarının bu şuurda olmalarıdır.