Kıymetli okuyucularım,

Bir önceki yazımda bazı arkadaşlarımızın din adına ve ilim adına nasıl hatalara düştüklerini yazmıştım. Kuran, Şer-i ilahi hükümleri toplu olarak icmali beyan eder. Sünnet ise bunları açıklar. Çünkü Rabbimiz peygambere itaat eden Allah’a itaat etmiş olur buyurmaktadır. Buradan anlıyoruz ki sahih sünnet Kuran’a bağlıdır. Şer hükümler denilen ilahi emirler bu ikisi arasında Kuran ve sünnet sayesinde tamamen açıklanmıştır. Kuran bir kanunname değildir. Öğüt ve din kitabı olarak ilahi hikmetleri Allah’ın emirlerini ve hikmetli bir üslupla beyan etmiştir. Mesela şehitliği Allah için dost doğru yapın ayeti böyledir. Bazen de başka bir şekilde Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmeyin şeklindeki beyanlar (İsra suresi ayet 33.) Emir ve yasak yani emir ve nehiy siyalarıyla bildirmiştir. Bazen bir işin yapılmasının farz kılındığının beyan buyurmuştur. Mesela öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı gibi. Bazen de yasaklanan işte bir hayır bulunmadığı bildirilmiştir. Örneğin evlere arkalarından girmeniz iyilik değildir. İyi kimse kötülüklerden sakınan kimsedir. Bazı kere işin neticesinde sevap veya ceza bulunduğu açıklanır. Mesela bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Allah’a ve peygamberlere itaat edenlere O altından ırmaklar akan cennetlere koşacaktır. Onlar orada daimi kalıcıdır. İşte büyük kurtuluş budur. Allah’a ve peygamberine isyan eden ve sınırlarını aşanları da ebedi olarak kalacakları cehenneme sokar. Onlar için kavrayıcı bir azap vardır. Kuran’dan hükümler çıkaran bir müçtehit bunları göz önünde bulundurmak zorundadır. Bütün bunlar hususunda mezheplerin ayrı ayrı görüşleri vardır. Birleştirilmesi gereken nokta şudur, Hüküm ancak Allah’ındır o halde aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler işte onlar fasıkların ta kendisidir. Her önüne gelen Kuran’ı yorumlayamaz. İlim lazım, film lazım değil. Dandik şarlatan tipler bunu hiç bilmezler. Ateşle oynadıklarının farkına varmazlar.