İnsanlık kapitalizm, sosyalizm, faşizm ve komünizm gibi ekonomik ve sosyal sistemlerin dar ve karanlık dehlizlerinde yıllardan beri bocalamaktadır. Bu arada liberal sistem ve serbest piyasa ekonomisinde bunlara eklenmiştir. Azda olsa yerli ve yabancı ekonomistlerin ve yazarların ümitle yöneldiği “İslam ekonomi sistemi de” gündeme gelmektedir. Burada birilerinin tek eline aldığı, kafa yapılarına göre yorumlanan İslamiyetten bahsetmiyorum. Sünnete uygun, bidatsız İslamdan bahsediyorum. Herhangi bir endişeye kapılmadan kaygıya düşmeden o, ilahi hazineye insanlığın ihtiyacı vardır. İlim adamları her türlü beşeri tecrübeyi korkusuzca ele almalıdır. İslam dininin ortaya koyduğu değerler üniversitelerimizde, akademilerimizde tarafsız bir şekilde haysiyetle ele alınmalıdır. Aksi halde “Yeryüzünde, yani dünyada kapitalist ve sosyalist olmak üzere  iki ekonomik hukuk tipi vardır” diye bilen, yada bunların karması bir ekonomik sistem vardır. Tezini savunan peşin hükümlü tiplere insanlık teslim edilirse mutsuzluğumuz ve çelişkilerimiz devam eder. Tabiri caizse “Yenmesi, haram olan domuzu ve benzeri canlıları incelemeyi ilim sayacaksın. Koyun gibi, kuzu gibi mısmıl ve helal olan canlıları incelemeyi abesle iştigal kabul edeceksin. Adama gülerler, adamla alay ederler. Vampirlere, ahtapotlara, solucanlara, tenyalara evet, diğerlerine hayır öylemi… İktisat sözcüğü Arapça bir kavramdır ve tutum demektir. Yani israf kavramının tam zıddıdır. Kuran da “Allah iktisat yapanları sever, israf yapanları ise sevmez” buyrulmaktadır. İslam medeniyetinde “İktisat” bir ilim dalının adıdır. Ekonomi sözcüğü ise Yunanca bir terimdir. Eko Yunancada mesken anlamındadır. Tabi bunların uzunca izahları da mevcuttur. Yıllardan beri iktisat ve ekonomi terimleri arasında yalpalayıp duruyoruz. Doğu ve Batı son tezi bal gibi saçma bir idda ve tam bir yutturmaca. Bu arada ‘İslam ekonomik Sistemi”nin incelenmesi mutlaka ehil ellerde olmalıdır. Saniye başı bir çocuğun açlıktan öldüğü dünyamızda adı Müslüman olan, aslı kirlenmiş pisliman durumunda olan Garun ruhlu, doymak bilmeyen tipler tarafından değil “Komşum aç iken tok yatamam” mesajını ülkü edinen asiller tarafından yapılmalıdır. Yoksa ihanetler devam edecektir.
DEVAM EDECEK…