Kıymetli okuyucularım
İnsanlar, yaşayanlar ve seyredenler diye iki gruba ayrılır. Bunların arasında farklı tipler vardır. Bu tiplerden birincisi kendilerini topluma adapte etmeye (topluma uymaya) çalışanlardır. İkincisi ise topluma uymak yerine toplumu kendisine adapte etmek isteyen tiplerdir. Uzmanlar için aldatanlar ve aldananlar tabirinin kullanmışlar ve şu uyarıda bulunmuşlardır. "Sakın ola ki ne aldatanlardan ol nede aldananlardan (kandırılanlardan) ol. Her ikisine de dikkat et." Bak Küfre Açılan Kapı. Dinler Arası Diyalog Sayfa 137.
Hem bireyleri hem de toplumu aldatan yapılanmalar olmuştur. Bunun en açık örneği dinler arası diyalog çalışmalarında görülmüştür. Bunun uzantısı olarak BOP Ilımlı İslam - Türkiye'nin federasyonel bir yapıya dönüştürülmesi gibi ihanet projeleri devreye sokulmaya çalışılmıştır. Hedef Türkiye'nin parçalanması planıdır. Peki bu planda aldananlar ve gaflet içinde olanlar ne yaptılar?
Kıymetli okuyucularım
Aldananların bir araya geldiği yer Abant toplantıları, Abant platformları olmuştur. Katılımcıların çoğu da bakanlar dahil üst düzey yönetici ve ilim adamlarıdır. Elbette bu konu düşündürücüdür. Ayrıca tartışılmaya değerdir. Kimler vardı bu Abant toplantıları ve platformlarında? Profesör Dr. Mehmet Aydın, Ali Bardakoğlu, Hüseyin Çelik, Cemil Çiçek, Abdullah Gül, Burhan Kuzu, Ali Coşkun, Gündüz Aktan, Hüseyin Gülerce, Durmuş Hocaoğlu, Mustafa İslamoğlu, Hayrettin Karaman, Nevzat Köseoğlu, Niyazi Öktem, Recep Yazıcıoğlu, Mete Tuncay, Ali Bulaç, Cemal Uşşak. Bunların tamamı takriben 45 kişi. Dikkat edilirse bu platform ve toplantılara katılanların bir kısmı daha önce bakanlık yapmış simalardı. Sonra da içişlerinde cumhurbaşkanı olanlar (Abdullah Gül) olmuştur. Ayrıca başkanlığına getirilmiştir. Yani Türkiye 15 Temmuz 2016'lara tesadüfen gelmemiştir. Aldanan ve aldatanlar sayesinde gelmiş ya da getirilmiştir. Burada toplumu kendilerine adapte etmeye (uydurmaya) çalışanların rolü önemlidir. Dikkat edilirse kullanılan araç din ve dini esaslardır. Aslında bunların hiçbirisi doğru değildir. Maalesef milli, manevi, ahlaki sloganlar sözde kalmıştır. Vicdanlar karardıkça cüzdanlar kabarmış ve kalınlaşmıştır. İnsan tipleri yolunu şaşırıyor. Konu ile ilgili Abant Platformu-Demokratik Hukuk Devleti Tarih 2000 İsimli Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın hazırladığı kitaba bakabilirsiniz. Ayrıca Dinler Arası Diyalog, Küfre Açılan Kapı isimli eserleri inceleyebilirsiniz.
Bu bağlamda son günlerde sıkça söz edilen ve gündemi oluşturan ve adı vakıf olan sivil toplum kuruluşları iyi takip edilmelidir. Beş yıldan beri bitirilemeyen paralel yapılanma ve FETÖ ihanetine inşallah yenileri eklenmez.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İNSAN TİPLERİ VE TOPLUMLAR
İnsanlar, yaşayanlar ve seyredenler diye iki gruba ayrılır. Bunların arasında farklı tipler vardır. Bu tiplerden birincisi kendilerini topluma adapte etmeye (topluma uymaya) çalışanlardır. İkincisi ise topluma uymak yerine toplumu kendisine adapte etmek isteyen tiplerdir. Uzmanlar için aldatanlar ve aldananlar tabirinin kullanmışlar ve şu uyarıda bulunmuşlardır. "Sakın ola ki ne aldatanlardan ol nede aldananlardan (kandırılanlardan) ol. Her ikisine de dikkat et." Bak Küfre Açılan Kapı. Dinler Arası Diyalog Sayfa 137.
Hem bireyleri hem de toplumu aldatan yapılanmalar olmuştur. Bunun en açık örneği dinler arası diyalog çalışmalarında görülmüştür. Bunun uzantısı olarak BOP Ilımlı İslam - Türkiye'nin federasyonel bir yapıya dönüştürülmesi gibi ihanet projeleri devreye sokulmaya çalışılmıştır. Hedef Türkiye'nin parçalanması planıdır. Peki bu planda aldananlar ve gaflet içinde olanlar ne yaptılar?
Kıymetli okuyucularım
Aldananların bir araya geldiği yer Abant toplantıları, Abant platformları olmuştur. Katılımcıların çoğu da bakanlar dahil üst düzey yönetici ve ilim adamlarıdır. Elbette bu konu düşündürücüdür. Ayrıca tartışılmaya değerdir. Kimler vardı bu Abant toplantıları ve platformlarında? Profesör Dr. Mehmet Aydın, Ali Bardakoğlu, Hüseyin Çelik, Cemil Çiçek, Abdullah Gül, Burhan Kuzu, Ali Coşkun, Gündüz Aktan, Hüseyin Gülerce, Durmuş Hocaoğlu, Mustafa İslamoğlu, Hayrettin Karaman, Nevzat Köseoğlu, Niyazi Öktem, Recep Yazıcıoğlu, Mete Tuncay, Ali Bulaç, Cemal Uşşak. Bunların tamamı takriben 45 kişi. Dikkat edilirse bu platform ve toplantılara katılanların bir kısmı daha önce bakanlık yapmış simalardı. Sonra da içişlerinde cumhurbaşkanı olanlar (Abdullah Gül) olmuştur. Ayrıca başkanlığına getirilmiştir. Yani Türkiye 15 Temmuz 2016'lara tesadüfen gelmemiştir. Aldanan ve aldatanlar sayesinde gelmiş ya da getirilmiştir. Burada toplumu kendilerine adapte etmeye (uydurmaya) çalışanların rolü önemlidir. Dikkat edilirse kullanılan araç din ve dini esaslardır. Aslında bunların hiçbirisi doğru değildir. Maalesef milli, manevi, ahlaki sloganlar sözde kalmıştır. Vicdanlar karardıkça cüzdanlar kabarmış ve kalınlaşmıştır. İnsan tipleri yolunu şaşırıyor. Konu ile ilgili Abant Platformu-Demokratik Hukuk Devleti Tarih 2000 İsimli Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın hazırladığı kitaba bakabilirsiniz. Ayrıca Dinler Arası Diyalog, Küfre Açılan Kapı isimli eserleri inceleyebilirsiniz.
Bu bağlamda son günlerde sıkça söz edilen ve gündemi oluşturan ve adı vakıf olan sivil toplum kuruluşları iyi takip edilmelidir. Beş yıldan beri bitirilemeyen paralel yapılanma ve FETÖ ihanetine inşallah yenileri eklenmez.