Sevgili okuyucularım
İnsan varlık aleminin odak noktası olan en üstün, en şerefli varlıktır. Bu üstünlük ve şeref yaradılış gayesine bağlı olduğu müddetçe devam edecektir. Kuran-ı Kerim'de Rabbimiz bunu Ahseni Takvim en güzel en şerefli yaradılış diye tarif etmektedir. Yaratılış gayesinden uzaklaşanlar için yine Kuran'da Rabbimiz Esfele Safilin alçakların en alçağı tabirini kullanmıştır. Yani Hz. İbrahim de insandır Nemrut da insandır. Hz. Musa da insandır Firavun da insandır. Hz. Muhammed (s.a.v.) de insandır Ebu Cehil, Ebu lehep de insandır. Tarihi seyri içerisinde konuya baktığımızda ilk insan Hz. Adem'den günümüze ve günümüzden kıyamete kadar insan çeşitleri devam edecektir. Bizler bu konuda iyi insan kötü insan ayrımı yapabiliyoruz. Bunu da yaparken maalesef ölçülerimiz Kuran ve sünnet olmuyor. Mal varlığı, zengin ve fakirliği, siyasi görüşünü, ideolojisini, inanç yapısını ön plana çıkıyoruz. Bu bağlamda insanı ele alalım.

Sevgili okuyucularım
"Rabbimizin bağışlamasına ve takva sahipleri günahlardan (kötülüklerden) korunanlar için hazırlanmış genişliği gökler ve yerler kadar olan cennete koşun" buyuran Allah'ımız bizleri iyiliğe davet ediyor. Hem bedensel hem ruhsal açıdan bakıldığında insan cennetini özlemini çekmektedir. Dünyada doğan ve cenneti hiç görmeyen ve bilmeyen insanoğlunun genetik yapısında cennet özlemi vardır. Bilinçaltında saklı olan bu özlem ahirete ölüp de dirilmeye, inanmayanlar da dahi mevcuttur. Kısıtlı ve geçici bazı mutluluklar dışında bu dünyada huzur bulamayan insanın çocukluğu ağlamak ve oynamakla geçer. Gençliği çalışmak iş ya da öğrencilik ve sınavlarla geçer. Yaşlılığı birtakım hastalıklarla geçer. Sonra da ölümü bekler. Nerede nasıl herhangi bir sebeple ölür. Kabrinde diriliş günü mahşeri bekler. Sırat Köprüsü'nü bekler. Neticede özlemini çektiği ve duyduğu cennete girer. Beklentilerinin cevabını orada bulur. Mürselat Suresi'nin 42-43. ayetlerin de Rabbimiz şu müjdeyi veriyor: "Kuşkusuz günahlardan sakınanlar iyi insanlar için gölgelerde pınarların başında ve canlarının istediği meyvelikler arasında olacaklar. Melekler onlara diyecek ki yaptığınız ibadetleri iyiliklere karşılık Afiyetle yiyin için."

Sevgili okuyucularım
Şu fani olan geçici dünya ve sınırlı olan alemde çok basit duyguların esiri olarak kötülük girdaplarına, çirkinlik çukurlarına düşmek ne kadar düşük ve ne kadar aşağılık bir manzara değil mi? İşi gücü mesleği ne olursa olsun ölçümüz iyi insan olmalıdır. Değilse Sanayiciymiş, iş adamıymış, tüccarmış, sanatçıymış, siyasetçiymiş, politikacıymış, sağcıymış, solcuymuş, liberalmiş, muhafazakarmış, milliyetçiymiş, dindarmış, sosyalistmiş bunların hepsi de bize göre ayırma. Allah ve Resulüne göre ayırmalara bakarsak.  Hırsız mı, yalan konuşuyor mu, millet malını dolaylı yollardan yiyor mu, riya ve gösteriş düşkünlüğü var mı, inançları istismar ediyor mu, dünya malına karşı zafiyeti ve düşkünlüğü var mı. Allah katında ölçüler bunlar olacaktır. Bizim bildiğimiz insan çeşitleri aldatıcıdır. Önce kendime sonra başkalarına duyurulur.