Ölmüş bir hayvanı koyun, keçi ve diğerleri bir ağaca, bir dala asarsanız bütün mahalleyi bütün çevreyi ve gelip geçen insanları pis ve nefret verici mide bulandırıcı bir manzara ortaya çıkar. Tıpkı bunun gibi piyasadaki atıkları dere yataklarına, akarsulara nehirlere atarsanız ortam kirlenir, balıklar bile ölür. Hava kirletilirse nefes almak zorlaşır. Gençler başıboşluğa itilirse madde kullananlar, eroinmanlar, psikopatlar çoğalır. Dağların, ormanların, verimli tarım arazilerinin, şehirlerin güvenliği tehlikeye düşer. Bu çirkin ve kötü manzaraların oluşmaması için her insan üzerine düşen görevi yapmalıdır. Kültürlü, temiz, güzel bir doğal ve tabii çevre ideali geleceğin korunmasını isteyen her insan için bir görevdir. Ahlaklı ve estetik duygulu bir nesil için bu çalışma şarttır. Zerresini bile yaratmaya gücü yetmeyen insanoğlunun sahip olduğu bütün fabrikalar, bütün imalathaneler bir araya gelse acaba bir buğday tanesi yaratmaya gücü yeter mi? İnsanoğlu var olana şekil verebilir ancak olmayanı var etmek yaratmak gibi bir güce sahip değildir. İsraf makinesi gibi hoyratça ve düşüncesiz yaratılanları vahşice harcamak gafletten ve dalaletten ibarettir.
Kıymetli Okuyucularım,
Suların kıymetini sebze ve meyvelerin kıymetini, ormanların kıymetini bilmeyenlerin iklim değişikliğinden bahsetmeleri tamamen palavra ve slogandan ibarettir. Yeryüzünde küfür ve günah işleyerek insanları aldatanlar, fesat çıkaranlar her gün çoğalmaktadır. İmanlı, ihlâslı, kariyerli nesillere ihtiyaç vardır. Planlı ve programlı bir şekilde inancımızı istismar edenler bu bağlamda tehlikelidirler. Bir şeyin kıymeti bolluğunda değil de yokluğunda daha iyi anlaşılmaktadır. Birçok kuruman özel ve tüzel çöplüklerine bakarsak atılan ekmek kırıntıları, çürütülen meyve sebzeler nice evlerde dolaplara sığmayan elbiseler, ayakkabılar, süresi geçmiş ilaçlar vahşi israfın boyutunu göstermektedir. Sonrada birkaç tırmanış birkaç yürüyüş birkaç eğlenceli senaryo ile iklim değişikliği aldatmacası inandırıcı olmaktan çok uzaktır. Kıyameti Küpra denilen kâinatın ölümüne yatakçılık yapanlar pişmiş kelle gibi sırıtmaktadırlar. Bekleyelim ve görelim. Dünyada fesat çıkaranlar ortadadır. Boş verin laf ebelerini.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İklim Değişikliği ve İnsanlık-3
Kıymetli Okuyucularım,
Ölmüş bir hayvanı koyun, keçi ve diğerleri bir ağaca, bir dala asarsanız bütün mahalleyi bütün çevreyi ve gelip geçen insanları pis ve nefret verici mide bulandırıcı bir manzara ortaya çıkar. Tıpkı bunun gibi piyasadaki atıkları dere yataklarına, akarsulara nehirlere atarsanız ortam kirlenir, balıklar bile ölür. Hava kirletilirse nefes almak zorlaşır. Gençler başıboşluğa itilirse madde kullananlar, eroinmanlar, psikopatlar çoğalır. Dağların, ormanların, verimli tarım arazilerinin, şehirlerin güvenliği tehlikeye düşer. Bu çirkin ve kötü manzaraların oluşmaması için her insan üzerine düşen görevi yapmalıdır. Kültürlü, temiz, güzel bir doğal ve tabii çevre ideali geleceğin korunmasını isteyen her insan için bir görevdir. Ahlaklı ve estetik duygulu bir nesil için bu çalışma şarttır. Zerresini bile yaratmaya gücü yetmeyen insanoğlunun sahip olduğu bütün fabrikalar, bütün imalathaneler bir araya gelse acaba bir buğday tanesi yaratmaya gücü yeter mi? İnsanoğlu var olana şekil verebilir ancak olmayanı var etmek yaratmak gibi bir güce sahip değildir. İsraf makinesi gibi hoyratça ve düşüncesiz yaratılanları vahşice harcamak gafletten ve dalaletten ibarettir.
Kıymetli Okuyucularım,
Suların kıymetini sebze ve meyvelerin kıymetini, ormanların kıymetini bilmeyenlerin iklim değişikliğinden bahsetmeleri tamamen palavra ve slogandan ibarettir. Yeryüzünde küfür ve günah işleyerek insanları aldatanlar, fesat çıkaranlar her gün çoğalmaktadır. İmanlı, ihlâslı, kariyerli nesillere ihtiyaç vardır. Planlı ve programlı bir şekilde inancımızı istismar edenler bu bağlamda tehlikelidirler. Bir şeyin kıymeti bolluğunda değil de yokluğunda daha iyi anlaşılmaktadır. Birçok kuruman özel ve tüzel çöplüklerine bakarsak atılan ekmek kırıntıları, çürütülen meyve sebzeler nice evlerde dolaplara sığmayan elbiseler, ayakkabılar, süresi geçmiş ilaçlar vahşi israfın boyutunu göstermektedir. Sonrada birkaç tırmanış birkaç yürüyüş birkaç eğlenceli senaryo ile iklim değişikliği aldatmacası inandırıcı olmaktan çok uzaktır. Kıyameti Küpra denilen kâinatın ölümüne yatakçılık yapanlar pişmiş kelle gibi sırıtmaktadırlar. Bekleyelim ve görelim. Dünyada fesat çıkaranlar ortadadır. Boş verin laf ebelerini.