Sevgili Okuyucularım.
Ne güzel günler ne mübarek zaman dilimleri... Allahımıza binlerce, milyonlarca defa hamdolsun. Bayram sözünü iyi anlamak lazımdır. Evvela mana itibariyle ruhlarımız, gönüllerimiz bayram etmelidir. Tabirimi hoş görün, tenzih ediyorum. Amma 'Deli dananın ipten boşandığı gibi' bir anda alkolün, kumarın, isyanın, nefis köleliğinin uşağı olmak, asla bayram değildir. Yoksulları, garibanları sevindirmek kimsesizleri ziyaret etmek, çocukların saçlarını okşamak, kabirleri, geçmişimizi ziyaret etmek, yaşlıların duasını almak ve de barışık yaşamak, küs, dargın, kırgın olmamak, eşlerimizle can, canan olup aile mutluluğunu tazelemek, günahlardan kaçınmak, gıybetten, dedikodudan uzak durmak, hısım akrabaların ziyaretlerinde bulunmak, hediyeleşmek, işte Müslüman için bayram böyle olmalıdır. Şanlı Peygamberimiz bizlere şu haberi veriyor: "Her bayram sabahı şeytanların kralı olan İblis, çok şiddetli olarak bağırır. Onun sesini insanlar duysa adeta çılgına döner. Şeytanlar derler ki, 'Ey efendimiz, ey liderimiz seni böyle kızdıran, gazaplandıran nedir?' İblis şöyle der: 'Ey askerlerim. Allah bir aydan beri tuttukları oruçlar, yaptıkları iyilikler ve duydukları pişmanlıklardan dolayı Muhammed'in Ümmeti'ni affediyor. Şimdi size görev veriyorum. Onları eski haline getirin. Yeniden içkiye, kumara, yalana, zinaya ve haram işlemeye başlasınlar. Ben ancak o zaman susarım.'
İşte işin garip tarafı da burada başlıyor. Bayramdan itibaren cinayetler, kavgalar, trafik kazaları, zina yolları ve kırgınlıklar devam edip artıyor. İşte samimi ve akıllı bir Müslüman bu oyuna gelmemeli ve İblis'in uşağı olmamalıdır. İbadetlerin en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır. 12 ay Müslüman olalım. Ramazan Müslümanı olmak yeterli değil. Dünyadaki mazlum Müslümanlara dua edelim. Başta Kudüs, Mescid-i Aksa olmak üzere Rabbimize yalvaralım. Bu duygularla bayramınız mübarek olsun. Allah nice bayramlara sağ salim cümlemizi kavuştursun.