Sevgili okuyucularım...
Yaratılmışların en şereflisi olan insanoğlu "Varlık aleminin odak noktasıdır. Kainatta var olan her şey insan için, insan ise Allah içindir." İnsan kendisine bahşedilen nimetleri yerinde kullanmaya mecburdur. Bu eşsiz nimetlerin başında ise yüce dinimiz İslam gelir. Ne gariptir ki bugün her şey var. Dün maddi yokluk, sabır ve kanaatin yoğurup terbiye ettiği insanlık, büyük davaların ve hamlelerin muhatabı olmaktan uzaklaştı. Küçük ve cılız hesaplar peşinde koşarken, bir lokma ekmeğin esiri yapıldı. Evlerde, işyerlerinde mobilyadan ve eşyadan oturacak yer bulamaz oldu. okumanın, sohbetlerin, rüku ve secdenin ulvi yaklaşımı unutuldu ve insan robot gibi eşyadan bir parça olma yoluna teşvik edildi. Merhum Osman Yüksel Serdengeçti, 40 yıl önce şöyle diyordu: "Mabutları ceplerinde, mabudeleri yataklarında olan insan yığınları." Acaba bugün televizyon başına mahkum olan insanlarımızı görse ne derdi.
Madde servetine doymuyor, mana zenginliğinden zelil ve yoksun. Baksanıza şu Rıza Zarrab denilen garun tipli, ruh fukarası adiye ve avanelerine. Baksanıza milletimizin meclisindeki para kavgalarına. Baksanıza Allah'ın dinini, Kur’an-ı, sünneti, İslam'ı kullanarak hırsızlık yapan din cambazlarına. Baksanıza beynini bir yerlere kiraya vermiş, satılmış tiplere. Hala akılları başlarına gelmiyor, hala "Türkiye'de şeriat yok, hür değiliz, köleyiz" diyen, bu yüzden Cuma namazını kılmayan ve kılınmaz diyen, bu yüzden Türkiye'de çok evlilik caizdir diyen tipler var. Birilerini de maalesef kandırıyorlar. Bunlar yurt içinde de, yurt dışında da çalışıyorlar. İşin resmi yolu ya da adli, hukuki yönü elbette beni ilgilendirmez. Allah bu millete gaflet ve dalaletten dolayı ikinci bir 15 Temmuz yaşatmasın. Ancak meselenin dini cephesi bir ilahiyatçı olarak beni ilgilendiriyor. Zira dilsiz şeytan olmak istemem.
Beyler şimdi beni iyi dinleyin. cidden köle olduğunuza inanıyorsanız Cuma namazı, bayram namazı kılmayın. Zekat da ödemeyin. Bunların ilk şartı hür olmaktır. Ancak kölenin mülkiyeti olmaz. Evi, apartmanı, dairesi, tarlası, arsası da olmaz. Hele hele azad edilmediği müddetçe hanımı da cariye hükmündedir. Siz ey beyler! Buna evet diyebiliyor musunuz? Cari pozisyonda bir eşe evet diyebiliyor musunuz? Tabi bu konu çok geniştir. Ancak bilgilendirme ve uyarı görevi Diyanet İşleri Başkanlığı'ndadır ve onun taşra temsilcileri olan il ve ilçe müftülerimizdir. Allah rızası için bırakın şu cuma günleri para toplamayı da, cuma günleri ümmeti Muhammed'i aydınlatın. Yarın birileri çıkar da hakimlere yurt dışından talimat verirse mesulü kim olacak? Tekrar kandırıldık dememek için bugün uyanık olmalıyız.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İhanet mi, cehalet mi, dalalet mi?
Yaratılmışların en şereflisi olan insanoğlu "Varlık aleminin odak noktasıdır. Kainatta var olan her şey insan için, insan ise Allah içindir." İnsan kendisine bahşedilen nimetleri yerinde kullanmaya mecburdur. Bu eşsiz nimetlerin başında ise yüce dinimiz İslam gelir. Ne gariptir ki bugün her şey var. Dün maddi yokluk, sabır ve kanaatin yoğurup terbiye ettiği insanlık, büyük davaların ve hamlelerin muhatabı olmaktan uzaklaştı. Küçük ve cılız hesaplar peşinde koşarken, bir lokma ekmeğin esiri yapıldı. Evlerde, işyerlerinde mobilyadan ve eşyadan oturacak yer bulamaz oldu. okumanın, sohbetlerin, rüku ve secdenin ulvi yaklaşımı unutuldu ve insan robot gibi eşyadan bir parça olma yoluna teşvik edildi. Merhum Osman Yüksel Serdengeçti, 40 yıl önce şöyle diyordu: "Mabutları ceplerinde, mabudeleri yataklarında olan insan yığınları." Acaba bugün televizyon başına mahkum olan insanlarımızı görse ne derdi.
Madde servetine doymuyor, mana zenginliğinden zelil ve yoksun. Baksanıza şu Rıza Zarrab denilen garun tipli, ruh fukarası adiye ve avanelerine. Baksanıza milletimizin meclisindeki para kavgalarına. Baksanıza Allah'ın dinini, Kur’an-ı, sünneti, İslam'ı kullanarak hırsızlık yapan din cambazlarına. Baksanıza beynini bir yerlere kiraya vermiş, satılmış tiplere. Hala akılları başlarına gelmiyor, hala "Türkiye'de şeriat yok, hür değiliz, köleyiz" diyen, bu yüzden Cuma namazını kılmayan ve kılınmaz diyen, bu yüzden Türkiye'de çok evlilik caizdir diyen tipler var. Birilerini de maalesef kandırıyorlar. Bunlar yurt içinde de, yurt dışında da çalışıyorlar. İşin resmi yolu ya da adli, hukuki yönü elbette beni ilgilendirmez. Allah bu millete gaflet ve dalaletten dolayı ikinci bir 15 Temmuz yaşatmasın. Ancak meselenin dini cephesi bir ilahiyatçı olarak beni ilgilendiriyor. Zira dilsiz şeytan olmak istemem.
Beyler şimdi beni iyi dinleyin. cidden köle olduğunuza inanıyorsanız Cuma namazı, bayram namazı kılmayın. Zekat da ödemeyin. Bunların ilk şartı hür olmaktır. Ancak kölenin mülkiyeti olmaz. Evi, apartmanı, dairesi, tarlası, arsası da olmaz. Hele hele azad edilmediği müddetçe hanımı da cariye hükmündedir. Siz ey beyler! Buna evet diyebiliyor musunuz? Cari pozisyonda bir eşe evet diyebiliyor musunuz? Tabi bu konu çok geniştir. Ancak bilgilendirme ve uyarı görevi Diyanet İşleri Başkanlığı'ndadır ve onun taşra temsilcileri olan il ve ilçe müftülerimizdir. Allah rızası için bırakın şu cuma günleri para toplamayı da, cuma günleri ümmeti Muhammed'i aydınlatın. Yarın birileri çıkar da hakimlere yurt dışından talimat verirse mesulü kim olacak? Tekrar kandırıldık dememek için bugün uyanık olmalıyız.