Sevgili okuyucularım… Birileri çıkıp da “İdeal insan olmaz” derse, biz buna bir an için “İdealist insan” diyebiliriz. Burada hayali bir tipten bahsetmek elbette yanlış olur. İdeal insan kendisini ihtiraslarından kurtaran, itibari iyilik ve itibari güzellik yerine mutlak doğruya, mutlak iyiliğe ve mutlak güzele gönül veren insandır. İdeal insan fert ve cemiyet çatışmasının üstüne sıçramış; ferdi de, cemiyeti de tanrılaştırmaktan kurtulmuş insandır. O, Allah’tan başka Tanrı tanımayan kimsedir. İdeal insan cemiyete de ferde de mutlak varlık ve mutlak otorite olan Allah’a teslim olduğu ölçüde değer verir.
‘İdeal insan’ kişinin (ferdin) şerefini Allah’tan başkasına boyun bükmemeye bağlar. Ne fert cemiyeti ne de cemiyet ferdi tahakkümü baskısı altına almaz. “Hüküm Allah’tandır” şuuru onun ülküsüdür. İdeal adama göre ‘insanlık’ âlemşümul bir anayasaya muhtaçtır. Bütün ırklar, bütün milletler ve bütün fertler bu anayasanın koruyucu kanatları altında, hoş görülmeden, ötekileştirilmeden; milli şahsiyetleri, hürriyetleri ve özellikleri içinde gelişme imkânı bulmalıdırlar. Fert fert, grup grup herkes Allah’ın otoritesini duymakla görevlidir. Hangi maske altında olursa olsun hiçbir kimse, hiçbir sınıf ve zümre insana zulmedemez. Herkes sahte tanrıları yıkmak zorundadır. Çobanından devlet başkanına kadar herkesin görevi ve teşkilatlanmanın gayesi budur. Bütün âlem insanın emrine verilmekle beraber “Mülk Allah’ındır” emri esastır. Bütün insanlar bu mülkü ilahi bir emanet olarak adaletle ve merhametle tasarruf edeceklerdir. İstismar yasaktır. Herkes elde ettiği ekonomik gücü Allah için ve Allah yoluna sarf edecektir.
Bu nizamda insanlar mükâfatlarını sadece Allah’tan beklerler. Bu sebepten dolayı kişiler ve gruplar adına dikilen abidelere rastlanmaz. Bu nizamın ülkücüleri “Allah’tan başka ilah yoktur” diyerek meydan okurlar. İdeal insana göre nimetler Allah’tan, şükran Allah’adır. Şu gerçeği bilmekte fayda vardır. “Bütün insanlığın ideal durumuna gelmesine imkân yoktur.” Aslında buna lüzum da yoktur. Küçük de olsa böylece teşekkül almış bir kadronun çok büyük gücü vardır. Çünkü o ideal insan da büyük kitleleri sürükleme gücü pek fazladır. Bu kadrolar gerektiğinde ateşten gömlek giyerek cemiyeti kurtarma şansı verirler. O muhteşem kadro dünyadan çekilince sürü tekrar kendi hayatına döner. Bu düşünce asla bir ‘ütopya’ değildir. Şanlı Peygamberimizin ve ashabının kurdukları muhteşem kadro bu nizam dâhilinde kurulmuştur. Onlara milyonlarca defa salât ve selam olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İdeal insanın nizamı
‘İdeal insan’ kişinin (ferdin) şerefini Allah’tan başkasına boyun bükmemeye bağlar. Ne fert cemiyeti ne de cemiyet ferdi tahakkümü baskısı altına almaz. “Hüküm Allah’tandır” şuuru onun ülküsüdür. İdeal adama göre ‘insanlık’ âlemşümul bir anayasaya muhtaçtır. Bütün ırklar, bütün milletler ve bütün fertler bu anayasanın koruyucu kanatları altında, hoş görülmeden, ötekileştirilmeden; milli şahsiyetleri, hürriyetleri ve özellikleri içinde gelişme imkânı bulmalıdırlar. Fert fert, grup grup herkes Allah’ın otoritesini duymakla görevlidir. Hangi maske altında olursa olsun hiçbir kimse, hiçbir sınıf ve zümre insana zulmedemez. Herkes sahte tanrıları yıkmak zorundadır. Çobanından devlet başkanına kadar herkesin görevi ve teşkilatlanmanın gayesi budur. Bütün âlem insanın emrine verilmekle beraber “Mülk Allah’ındır” emri esastır. Bütün insanlar bu mülkü ilahi bir emanet olarak adaletle ve merhametle tasarruf edeceklerdir. İstismar yasaktır. Herkes elde ettiği ekonomik gücü Allah için ve Allah yoluna sarf edecektir.
Bu nizamda insanlar mükâfatlarını sadece Allah’tan beklerler. Bu sebepten dolayı kişiler ve gruplar adına dikilen abidelere rastlanmaz. Bu nizamın ülkücüleri “Allah’tan başka ilah yoktur” diyerek meydan okurlar. İdeal insana göre nimetler Allah’tan, şükran Allah’adır. Şu gerçeği bilmekte fayda vardır. “Bütün insanlığın ideal durumuna gelmesine imkân yoktur.” Aslında buna lüzum da yoktur. Küçük de olsa böylece teşekkül almış bir kadronun çok büyük gücü vardır. Çünkü o ideal insan da büyük kitleleri sürükleme gücü pek fazladır. Bu kadrolar gerektiğinde ateşten gömlek giyerek cemiyeti kurtarma şansı verirler. O muhteşem kadro dünyadan çekilince sürü tekrar kendi hayatına döner. Bu düşünce asla bir ‘ütopya’ değildir. Şanlı Peygamberimizin ve ashabının kurdukları muhteşem kadro bu nizam dâhilinde kurulmuştur. Onlara milyonlarca defa salât ve selam olsun.