SON DAKİKA
Hava Durumu

İdarecilerimiz yanlışlardan dönmelidir

Yazının Giriş Tarihi: 10.03.2019 21:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.03.2019 21:35
Çok açık ve çok sırıtır şekilde rant uğruna, siyasi ihtiras uğruna Türkiye’de devamlı yanlışlar yapılıyor. Geri kalmışlıktan bahsedenlerin çoğu doğruları söylemiyor. Kimisi sahte bir şekilde yüce dinimiz İslam’ı suçluyor. Kimisi densiz şekilde milliyetçiliğe dil uzatıyor. Bu arada köşeyi dönenlerin sayısı belli değil. Mesela 17 Ağustos 1999 yılındaki 7.4 büyüklüğündeki deprem Resmi raporlara göre ölü sayısı 17.480, yaralı sayısı 43.953 resmi olmayan rakamlara göre ağır ve hafif yaralı sayısı 100 bine yakın Ölü sayısı ise 25 binlerin üzerinde çöken bina sayısı 133.683’tür. 600 bin kişi evsiz kalmıştır. Takriben 16 milyon kişi depremden etkilenmiştir. Konuyla ilgili olarak bir sürü varsayımlar ileri sürülmüştür. Hatta Amerika’nın fay hatlarıyla oynadığını söyleyenler bile olmuştur. Devletin sürdüğü kriz masaları, AKUT çalışanları, Polis teşkilatlarımız, Askerlerimiz ve sivil toplum örgütleri var güçleriyle çalışmışlardır. Bağış kampanyaları, kan verme kuyrukları, havale kuyrukları olmuştur. Bu çalışmalara yurt dışındaki vatandaşlarımızda katılmışlardır. Yani millet olarak seferber olunmuştur. Tabiri caizse sakallısı, sakallısı, küpelisi, küpesizi, enteli, muhafazakarı herkes koşmuştur. Acı gerçek ise şudur. Depremde sığınılacak, kaçılacak, toplanma merkezleri denilen alanlar imara açılmış, mantar biter gibi binalar, gökdelenler yükselmiştir. Bu alanları imara açanlardan hiçbir hesap sorulmamıştır. Çünkü hesap soracak olanların torpil ve tavassutu ile bu çirkin manzaralar yaşanmıştır. Halbuki depremden kısa süre sonra bu milletin yardımlarıyla 40 bin konut yapılmış ve insanlara sunulmuştur. Çok açık olarak yöneticilerimiz bu yanlışlardan dönmelidir. Hamaset nutukları yeterli değildir. Ayrı bir mevzu ise Türkiye’nin nüfusunun 25 milyonu köylerde yaşıyordu. Şu anda köylerin nüfusu 5 milyona inmiştir. Bununla birlikte tarım ve hayvancılıkta adete yok olmuştur. Tarım havzası olan Türkiye bakliyatta, hububatta dışarı bağımlı hale gelmiştir. Organik ürünler yok olmuştur. Resmi yasalarla ithal tohum kullanımı mecburiyet kazanmıştır. Bugün gelinen nokta bellidir. Köylerden şehre göç işsizliği körüklemiştir. Uyum yasaları ve kriterlerin ihaneti ortaya çıkmıştır…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.