SON DAKİKA
Hava Durumu

İBRET ALMAMIZ GEREKEN BİR HATIRA VE BU GÜNLERİMİZ

Yazının Giriş Tarihi: 11.08.2021 16:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.08.2021 16:54
Tarih Mart 1950. Yer Antalya Muallimler Park Gazinosu. Öğretmen okullarının kuruluş yıldönümü Isparta, Burdur ve Antalya öğretmenlerinin katılımıyla kutlanacak. Dönemin Antalya Mebusu (Milletvekili) İhsan Ataöv, (meşhur çarıklı lakaplı) Rahmetli Kemal Fedai Coşkuner’den bir şiir istiyor. Kemal Abi İzmir’de Agora Parkı yanında, elinde bir zeytin, iftarı beklerken, bir hain bir katil, bir terörist tarafından kafasına sıkılan bir kurşunla şehit edilmiştir. Hisar Camisi’nden cenazesi kaldırılırken, ben konuşma yapmıştım. Bu yüzden kısa bir soruşturma geçirmiştim. Kemal abi, inanmış, kendisini “Müslüman Türk Milliyetçiğine adamış bir dava adamıydı.” Üzerindeki yünlü, kalın kumaştan yaptırmış olduğu paltosunu bile, İslam Enstitüsü’nden bir öğrenciye hediye etmişti. “Fedai’’ dergisi için çok mücadele vermişti. Yani “slogan milliyetçisi, rant milliyetçisi’’ değildi. 1950’de Çukurova’da büyük su baskınları olmuş, çok sayıda köy su altında kalmış, can ve mal kaybına sebep olmuştur. Aynı yıl Düziçi Öğretmen okulunda Türk bayrağı yırtılmıştır. Sabotajlar sonunda  “Marif Vekâleti (Milli eğitim) binası ve birçok fabrika yakılmıştır. Yani ortam gergin ve sıcaktır. Böyle bir ortamda Kemal abi kürsüye çıkar ve şu meşhur ve anlamlı şiirini okur.

 ‘’Dinmesin, tükenmesin gözümün yaşları, Ey millet düşmanı, fırıldakçı başları.
Bir yabancı gibiyim, Neyim kalan vatanda, Bin yıldan arda kalmış garibim öz vatanda
Efendim müjde hazır rakı, şarap, masallar, Ey güneşten ufkuma net çeken yarasalar.
Harabe bekçileri, gece kuşları sizi, Ruh olsun madde olsun bıraktın neyimizi
At senin, kırbaç senin şaklat gitsin ileri, Ağamız beyimizsin, milletse bir serseri.
Bu bulanık havada Allah’ım yandık yeter, Gelemiyorsa eceli çektirme kandır yeter.
Zulmete giden yolun düşmüşüz bir ucunda, Ey efendim sen oynat kuklanı avucunda.
Ağyarlar ellerinde oynayan kuklayız biz, Buyurun sofra tamam, yenecek baklayız biz.
Nerde kehkeşanlar çağırın gelsin onu, görsün emanet diye bıraktığı yurdunu,
Kâşanenizmi bu yurt kozmopolit çıyanlar, Yeyin kaim bu harman ey gençliğe kıyanlar.
Atın, satın tükürün mukaddesat ne varsa, Sizin için nedir ki, utanmamak bir arsa.
 Yatın, sizindir sizin somyalar, sorikinler, Ey şehitler yurdunda boy atıp birikenler.
Zavallı memleketim ak mı düştü başına, Zavallı memleketim kimler değdi aşına.
Deli oldun Fedai dilin kopsun yeter sus, Ah nasıl dayanayım adım mebus ben mahpus.

Not: Şiirin tamamı  ‘’ Destanlaşan Hareket’’ isimli eserde mevcuttur. Sayfa 120.

Kıymetli okuyucularım
Rahmetli Kemal Fedai Coşkuner bu şiiri okuduğunda salon ayağa kalkar. Sanki gazinoya yıldırım düşmüş. Herkes şaşkınlık içinde. Antalya mebusu İhsan Ataöv salonu terk eder. Şiir istediğine bin defa pişman olur. O gece hemen tevkif(tutuklama) edilmeyişine milli eğitimden bir yetkili şu açıklamayı yapar. “Vali Bey’in gazinoda olmayışı seni kurtardı der.” Bir sonraki gün, Kemal abinin hakkında yeni bir tahkikat başlar. Yeni bir sürgün emri hazırlanır. Düşünüyorum da ‘’siyaset (politika) millete, vatana hizmet aracı olması gerekirken ‘ehil olmayanların elinde, baskı ve zulüm aracı yapılıyor.” Çok yazık.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.