Kıymetli okuyucularım
Yakından tanıdığım bir gazetenin haber muhabiri santralden bana bağlanarak “Hocam hakkınızda Kenan Evren'e iki sayfalık telgraf çekildi. Kabul ederseniz doğru düzgün bir haber yapalım” dedi. Bunun üzerine iki haber elamanını kabul ettim. Odamda konuşmaya başladık. Bir ara Kuran'ı elime alarak, “Şu mukaddes kitabımızı anlatmak benim görevimdir. Bunun için devletimden maaş alıyorum" dedim. Tam o sırada bir fotoğraf çektiler. Öbür gün kalın puntolarla manşet haber  "Muğla Müftü Yardımcısı Evren'e laf çarptı. Kuran'dan başka kanun tanımıyorum" dedi. Bir de elimde Kuran-ı Kerim masamda oturduğum bir fotoğraf. Bunun üzerine savcılık adli soruşturma başlattı. Bu arada idari soruşturma da başladı. Başmüfettiş rahmetli Ali Cirit Bey’e tam üç buçuk saat ifade verdim. Bir ara, "Yahu sayın hocam Kuran'ın ayetlerini inkar mı edeceğiz? Ben görevimi yaptım. Cezadan falan da korkmuyorum. Rızkım kesilirse ecelim gelir. Hangi cezayı verirseniz verin. Bıktım usandım vallahi" diyerek ve kapıyı sert şekilde açarak dışarı çıktım. Neticede uyarı cezası aldım. Ali Bey "Kılıç, teşkilatta sizin gibi elemanlara ihtiyaç var demişti. Adli soruşturma lüzumunu mahkeme karar verdi. İlk duruşmada karşı tarafın iki tane avukatı var. Birisi baro başkanı, benim avukat tutacak param da yok. “40 yıldan beri Muğla'ya senin gibi müftü gelmedi” diyenlerden bir Allah'ın kulu “Sana bir avukat tutalım” demiyorlar. Mahkemede benim yobazlığım, gericiliğim, çağdışılığım, mürteciliğim devamlı dile getiriliyor. Atatürk düşmanlığımız hep dillendiriliyor. Hakkımda 7 buçuk yıl ceza isteniyor. Son mahkeme günü eşimle ve çocuklarımla helalleştim. Ağabeyime bir mektup yazarak “Çocuklarım önce Allah'a emanet, sonra size emanet” dedim. Duruşma salonu ve adliyenin bahçesi insanlarla dolu. Bay ve bayan avukatlar şahsıma en çirkin hakaretleri yaparken Kenan Evren'in Adana konuşmasının yer aldığı bir gazeteyi delil olarak mahkemeye sunuyorlar. Tahammülüm bitmiş olacak ki hızlı şekilde ayağa kalkarak “Söz istiyorum” diye bağırdım. “Buyurun” dediler. “ Sayın hâkimlerim, sayın savcım sizlerle Kadir Gecesi'nde birlikte iftar açtık, teravih namazı kıldık. İnancından dolayı insan yobaz, gerici ve çağdışı oluyorsa, tenzih ediyorum, mahkeme heyetinin yobaz ve mürteci olması lazım. Bu mümkün olmadığına göre bay ve bayan avukatlara o sıfatları iade ediyorum. Kayıtlara geçsin” dedim. Bunun üzerine bayan bana doğru bakarak “terbiyesiz!”  diye bağırdı. Ben de ona doğru bakarak “Maşallah her tarafınızdan terbiye fışkırıyor” dedim. Mahkemeye kısa bir ara verildi ve beraatim okundu. Başta görevliler olmak üzere adliyenin önü neşelendi, omuzlara alındım. Bunun peşinden günlerce aleyhimizde bazı gazetelerde yazılar yayınlandı. Gelen telefonlar ve telgraflar ise tam bir rezaletti.                             DEVAM EDECEK, TAKİP EDİNİZ.