İblis şeytanların başı ve efendisidir. Rivayetlerde öyle geçmektedir. Dünyaya baktığımız da ise ihanetlerin başı ve mimarı Amerika’dır. O Amerika ki rayları döşer, zemini hazırlar, zamanı ayarlar, piyonları, uşakları ise döşenen raylardan vagonları yürütür. Türkiye’ye baktığımızda 1960 ihtilali, 12 Mart muhtıraları, 28 Şubat kararları, 1980 askeri darbesi ve 15 Temmuz 2016’daki ihanetlerin tamamında bunu görmek mümkündür. Zemini hazırlayanların planları çok nettir. Savaş olması için mutlaka bir rakibe ihtiyaç vardır. Rakip olsun ki ayakta kalınsın. Ayakta kalmak için de düşmanın yaşaması lazım. Böyle bir imkan yoksa mutlaka oluşturmak lazım. İşte Amerika’nın istediği ortam budur. Onun içinde “Medeniyetler çatışması ve medeniyetler ittifakı”, hoşgörü ve diyalog ayakları, dinler arası çatışmalar, mezhepler savaşı ve hazırlanan ortamlar. İblisin başı olan Amerika 11 Eylül 2001 tarihinde New York’taki İkiz Kuleler denen Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine ve Pentagon’a yapılan saldırılar bu büyük oyunun sahneye konulmasıdır. Kucağında büyütüp beslediği Usame Bin Ladin ve adamları, terörist küçük gruplar, terörist Müslümanlar, misyonerlik faaliyetleri, Evangelistler, Vatikan ve lobiler plan işliyor. Usame Bin Ladin’in adamları nerede görülürse öldürülmelidir. Saklandıkları ülkelere dair şüpheler varsa oralara girilmelidir. Girilsin ki düşman oluşturulsun. Rakipler Müslüman ülkeler oldu. Bu ülkeler Amerikan projelerine göre şekillenmeli ve dizayn edilmelidir. Bahane çok açık ve nettir. Buralara sözde demokrasi taşınmalıdır. Karşılığında ise “doğal kaynakları kontrol altına alınmalıdır”. Çünkü bütün güzellikler, bütün doğa harikaları, bütün petrol yatakları ve kaynakları o topraklardadır. Bu arada “Kırmızı Hat” sahipleri, Osmanlı’nın yüzlerce yıllık emanetleri bombalanıp, birer birer yıkılırken ortada yoklar. Yugoslavya’da insan kasapları işbaşındayken piyasada yoklar. Bosna Hersek’te Saraybosna’da on binlerce Müslüman ölüme terk edilirken, insanlar toplu mezarlara gömülürken bunlara göz yumanlar bunlara müsaade edenler olup bitenleri ellerindeki viski kadehleriyle seyredenler ortada yoklar. Çünkü onlar dünyanın üretim kaynaklarına sahip olmak istiyorlar. Onların derdi özgürlük falan değil. Onlar medeniyet fukarası katiller. Onların hiçbirisinin çocukları savaşta falan değiller. Onlar şeytanın kürzü, katıksız dürzüdürler. Onların hakla, hukukla ilgileri yoktur. DEVAM EDECEK…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
İBLİSİN BAŞI AMERİKA (1)
İblis şeytanların başı ve efendisidir. Rivayetlerde öyle geçmektedir. Dünyaya baktığımız da ise ihanetlerin başı ve mimarı Amerika’dır. O Amerika ki rayları döşer, zemini hazırlar, zamanı ayarlar, piyonları, uşakları ise döşenen raylardan vagonları yürütür. Türkiye’ye baktığımızda 1960 ihtilali, 12 Mart muhtıraları, 28 Şubat kararları, 1980 askeri darbesi ve 15 Temmuz 2016’daki ihanetlerin tamamında bunu görmek mümkündür. Zemini hazırlayanların planları çok nettir. Savaş olması için mutlaka bir rakibe ihtiyaç vardır. Rakip olsun ki ayakta kalınsın. Ayakta kalmak için de düşmanın yaşaması lazım. Böyle bir imkan yoksa mutlaka oluşturmak lazım. İşte Amerika’nın istediği ortam budur. Onun içinde “Medeniyetler çatışması ve medeniyetler ittifakı”, hoşgörü ve diyalog ayakları, dinler arası çatışmalar, mezhepler savaşı ve hazırlanan ortamlar. İblisin başı olan Amerika 11 Eylül 2001 tarihinde New York’taki İkiz Kuleler denen Dünya Ticaret Merkezi gökdelenlerine ve Pentagon’a yapılan saldırılar bu büyük oyunun sahneye konulmasıdır. Kucağında büyütüp beslediği Usame Bin Ladin ve adamları, terörist küçük gruplar, terörist Müslümanlar, misyonerlik faaliyetleri, Evangelistler, Vatikan ve lobiler plan işliyor. Usame Bin Ladin’in adamları nerede görülürse öldürülmelidir. Saklandıkları ülkelere dair şüpheler varsa oralara girilmelidir. Girilsin ki düşman oluşturulsun. Rakipler Müslüman ülkeler oldu. Bu ülkeler Amerikan projelerine göre şekillenmeli ve dizayn edilmelidir. Bahane çok açık ve nettir. Buralara sözde demokrasi taşınmalıdır. Karşılığında ise “doğal kaynakları kontrol altına alınmalıdır”. Çünkü bütün güzellikler, bütün doğa harikaları, bütün petrol yatakları ve kaynakları o topraklardadır. Bu arada “Kırmızı Hat” sahipleri, Osmanlı’nın yüzlerce yıllık emanetleri bombalanıp, birer birer yıkılırken ortada yoklar. Yugoslavya’da insan kasapları işbaşındayken piyasada yoklar. Bosna Hersek’te Saraybosna’da on binlerce Müslüman ölüme terk edilirken, insanlar toplu mezarlara gömülürken bunlara göz yumanlar bunlara müsaade edenler olup bitenleri ellerindeki viski kadehleriyle seyredenler ortada yoklar. Çünkü onlar dünyanın üretim kaynaklarına sahip olmak istiyorlar. Onların derdi özgürlük falan değil. Onlar medeniyet fukarası katiller. Onların hiçbirisinin çocukları savaşta falan değiller. Onlar şeytanın kürzü, katıksız dürzüdürler. Onların hakla, hukukla ilgileri yoktur. DEVAM EDECEK…