SON DAKİKA
Hava Durumu

HUBUBAT POLİTİKASI VE TARIM MANZARAMIZ

Yazının Giriş Tarihi: 14.06.2022 17:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.06.2022 17:14
Kıymetli okuyucularım.
Türkiye yıllardan beri uygulanan yanlış tarım politikaları yüzünden dışarıya muhtaç hale getirilmiştir. Dünya ülkeleri içerisinde kendisine yeten ve ülkelere ihraç yaparken gelinen noktada dış ülkelerden ishal görür almak zorunda bırakılmıştır. İpin ucu elinde olan nice tarım bakanları iktidar olmanın avantajlarıyla rant peşinde koşmuşlardır. Rahmetli Alparslan Türkeş'in tabiriyle, devlet kadrolarına ehliyetsiz liyakatsiz, nemelazımcı kadrolar doldurulmuştur. Söz sahibi bürokratlar hedef saptırmışlardır. Edebiyat olarak nutuk atmışlar vaatlerde bulunmuşlardır. Ancak hepsi de boş çıkmıştır. "Köycülük prensibimizdi tarım reformu ön plandadır. Bu da tarım yapılacak toprakların ıslahı modern tarım yöntemleri ile olacaktır. Bizim ihracat gelirlerimizin çoğu tarım ürünlerindendir" diyen merhum Türkeş yıllar önce meseleye parmak basmıştır. Merak edenler olursa onun Dava isimli kitabının 40-41 ve 325'inci sayfalarına baksın.

Kıymetli okuyucularım.
Buğday, arpa, mısır, ayçiçeği ve pamuk gibi ürünlerde dışa bağımlı hale gelmemize bir de şeker eklenmiştir. Yetkililerin savunmaları çok komik ve gülünç oluyor. Efendim Rusya ve Ukrayna Savaşı bunun sebebiymiş, pandemi dönemi bunu etkilemişmiş gibi etten püften bahaneler. İnanan var mı? Hayır.
Hafızalarımızı yoklarsak bazı tarım bakanlarının oğulları mısır ithalatı yapmıştı. Bununla da yetinmeyip hastalık bahanesiyle köylerimizde yüz binlerce tavuk, belki Türkiye geneli hesaplanırsa milyonlarca kanatlı gaz torbalarında boğulmuştur. Peşinden yine malum bakanın oğlu tırlarla yumurta ithali yapmıştır. Üreticilerimiz çiftçilerimiz kapitalist ithalatçı baronların eline terk edilmiştir. Yem, gübre, yakıt gibi girdiler şahısların tek eline bırakılmıştır. Yeterli destek sağlanmamıştır. Bu ve benzeri sebeplerden dolayı milyonlarca dünüm arazi boş bırakılmış üzerinde tarım yapılmamıştır. Devletin ilgili kurumları adeta çiftçi ile rekabete girmiş ve zıtlaşmıştır. Tasvip edilmeyen bu tutum ve davranışlar bazı para sevdalısı milli ülkülerden uzak kişilerin işine yaramıştır.

Kıymetli okuyucularım.
Taraflı ya da tarafsız bütün tv kanalları ekonomide ve enerjide (başta tarım ürünleri olmak üzere) küresel kriz kapıda mı diye haber geçerken bunları destekler vaziyette sağanak halinde zamlar üst üste gelirken iyi günlerin çizdiği pembe tabloya vatandaş olarak inanmak istemiyoruz. Sloganlar ve parlak ifadeler demagoji olmaktan ileri geçemiyor. Ben yaptım oldu mantığı doğru değil. Çünkü konum atan ve millet olduğunda iktidarmış muhalefetmiş fark etmez. Hep birlikte yaralara merhem, problemlere çare olmak lazım. İş işten geçtikten sonra "vah anam, tüh be, keşke" demek gafletten ibarettir.
Şekilcilikten öteye geçemeyen, sözden ve gösterişten ibaret olan din anlayışı ne ise tatbik edilmeyen sloganlardan ibaret olan gelişme ve kalkınma da odur. Yağlı ballı kelli felli hayatına devam eden ve adına elit tabaka denilen malum zümre gerçekleri yansıtmıyor. Ekonomik kriz beraberinde ahlaki krizi de getiriyor. Tünelin ucunda ışık görebilmek için mutlaka tarım politikası milli bir yapıya kavuşturulmalıdır. Tabi sözde değil uygulama ile...
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.