SON DAKİKA
Hava Durumu

HİSSE SENEDİ VE ŞİRKET ORTAKLIKLARI

Yazının Giriş Tarihi: 10.06.2018 21:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.06.2018 21:22
Hisse senedi bir anonim şirketin sermayesinin birbirine eşit paylarından bir parçasını temsil eden ve kanuni şekil şartlarına uygun olarak düzenlenen hukukun kıymetli evrak hükmünde bir belgedir. Tahvil gibi bir borç senedi değil, bir ortaklık ve mülkiyet senedidir. Şirket yaşadığı ve kâr ettiği müddetçe sahibine gelir getirir. Hisse senedinin sahibine sağladığı bu gelire temettü (kar payı) denilir. Bunların tedavül kabiliyetlerine ve kâr iştiraklarına göre ve sermayenin temsil edilip edilmediği bağlamında değişik nevileri vardır. Bu da üç çeşittir.  
A)Nominal değer: Hisse senedinin üzerinde yazılı değerdir. Bazı ülkelerde hisse senetleri nominal değer taşımaz. İlk piyasaya çıkarılırken; ihraç eden kuruluşun arz ve talebi göz önünde bulundurularak kararlaştırılan bir ihraç fiyatıyla piyasaya sunulur.
B)İhraç değeri: Hisse senetlerinin nominal değerinin altında veya üstünde bir değerle ihraç edilmesidir. bu senedin aynı değerde kalıp kalmayacağını zamanla piyasa tayin edecektir.
C)Piyasa değeri: Piyasada arz ve talebin oluştuğu değerdir. Bu itibarla hisse senedi bir ticari işletmenin tümünü (arsası, binaları, fabrikası, makineleri, demirbaşı, parası, borç ve alacakları, diğer işletmelerdeki alacak payları (iştirak payları), patentleri dahil olmak üzere  bütün maddi ve manevi varlığının belli bir parçasını temsil eden bir mülkiyet senedidir. Yani senedi alan kimse aktif ve pasif her şeye ortaktır. Dolayısıyla hisse senetlerinin de zekatları hesap edilerek verilmelidir. Rayiç bedelleri üzerinden kırkta bir zekatı ödenir. Burada önem arz eden konu zekatların şirket tarafından ödenmesi esasıdır. Bu itibarla şirket mallarının zekatını ödemişse, senet sahibi tekrar ödemez. Şayet şirket ödememiş ise senet sahibi zekatını öder. Sanayi sektöründeki yatırım mallarının zirai ürünlerde olduğu gibi, gelir elde edilir edilmez yüz ile on oranında ödenmesi görüşüde ağırlıktadır. 1988 yılında Cidde’de toplanan İslam Akademik Konferansı’nda “Hisse senetlerinin zekatının ödenmesi sahiplerine düşer” görüşü ön plana çıkmıştır. İkinci görüş ise “Gerçek şahısların mallarının zekatlarını nasıl ödüyorlarsa, senet sahibi de zekatını öder” anlayışıdır. Gayrimüslimlerin ve hayır kurumlarının hisseleri zekata tabii değildir. Senetlerin değerini öğrenme kriterleri dikkate alınarak sahibinin zekatını ödemesi efdaldir.
Hissedar sene içinde hissesini (senedini satmışsa) diğer mallarıyla birleştirerek yıl sonunda zekatını öder. Türü ne olursa olsun menkul kıymetler borsasından alınan ve satılan ve kazanç elde edilen hisselerin tamamından yüzde iki buçuk, yani kırkta bir zekat ödenir. Netice olarak sermaye piyasalarında alınıp satılan kağıtların piyasa değeri üzerinden yüzde iki buçuk zekatı ödenir. Hisse senetleri yatırımcı sıfatıyla bulunduruluyorsa senedin satın aldığı değer ve artı olarak gelirinden zekatı verilir.
Sonuç itibariyle bir makaleye sığması mümkün olmayan veya günümüzde çok faal olan hisse senetlerinin zekatı mutlaka ödenmelidir. Zaten İslam dini madenlerin zekatlarının fakire verilmesi konusunda koyduğu prensiple bugün uygulanmış olsa İslam aleminde bir tek fakir kalmaz. Tabi bu da bay kralların, şeyhlerin, şıhların, emirlerin ve garan ruhlu tiplerin işine gelmez. Özel fermanlarla satılık tiplere de fetva çıkartırlar.  Dedim ya mesele iman, ihlas meselesidir.
Devam edecek...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.