Tespitler göstermektedir ki çeşitli zaman ve mekanlarda ekonomik faaliyetler daima kendisini çevreleyen ve kontrol eden sosyal ve kültürel değerlerle beraber bulunmuşlardır. Burada karşımıza iki tane çetin problem çıkmaktadır. Ekonomik faaliyetler mi kendisini kontrol eden değerleri biçimlendirmektedir, yoksa bunun aksine sosyal ve kültürel değerler mi ekonomik faaliyetleri biçimlendirmektedir. İnsanlık alemi bu çetin sorulara cevap ararken iki zıt kutup ve iki ayrı tarih yorumu ile karşı karşıya gelmiştir. Birisi Hegel’in ortaya koyduğu tarihi idealizm, diğeri Karl Marks’ın savunduğu tarihi materyalizmdir. Hegel’e göre göze görünmeden insan mukadderatının kumaşını dokuyan idealist, milli ve dini fikirlerdir. Akıl hareket halinde bir mantık olan tarihin bizzat özüdür. Savaşan, birbirlerini  mahvu perişan eden orduların, milletlerin arkasında onları temsil eden prensipler vardır. Siperlerin ve bataryaların arkasında birbirleriyle savaşan fikirler vardır. Karl Marks ise bu görüşlerin tam tersini savunmuştur. Benim asıl şüphem ve endişem ise yaşadığımız ortamdaki gelişmelerdir. 28 Eylül Cumartesi günü sabah haberlerini izlerken tüylerim diken diken oldu. Türkiye’deki satılan konutların yüzde 12'sini yabancılar almış. Hayret etmemek için deli olmak lazım. Aslında ben kirada oturan emekli bir vatandaşım. Ne satılacak yerim var ne de satılacak evim var. Allah’ıma bir can borcum var. Ancak ne diye dedem Hüseyin 1922’de Bursa’da şehit olmuş. Ne diye babam Yusuf Çavuş dört buçuk yıl savaşıp gazi olmuş. Ne için 15 Temmuz 2016’da insanlarımız tankların önüne yatmış. Hepsinin altındaki şuur ve ülkü “Hür yaşamak, bağımsız yaşamak” için değil mi? Biraz gerilere gidersek Filistinli gafillerin Yahudi uşaklarına topraklarını satarken içinde bulundukları ortamla bugün kıyaslanabilir mi? Abdülhamid Han’ın “Kanla alınan topraklar parayla satılamaz” ideali acaba birilerini hiç düşündürmüyor mu? Türkiye’de son 20 yıldan beri yabancılara satılan toprakların ve diğer taşınmazların sayısı belli mi? Yapılan ekonomik manevraların altındaki gerçekler biliniyor mu? Yarın torunlarımız bugünkü Filistinliler'in durumuna gelirse mesulleri kim ya da kimler olacaktır. FETÖ ile planlarını gerçekleştirmeyenler acaba dolarla, euro ile gerçekleştirmeye mi çalışıyor? İlgilerin iktidar kavgası milli istiklalimizi ve gelecek kuşaklarımızı tehdit etmemelidir. Ben bir Müslüman Türk milliyetçisi, bir ülkücü ilahiyatçı olarak endişe ve şüphe içindeyim.