SON DAKİKA
Hava Durumu

Hedef ne olmalıdır, belirleyen kimdir? - 1

Yazının Giriş Tarihi: 16.02.2018 21:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.02.2018 21:53
Sevgili okuyucularım…
Siyasi rejim değişikliklerine ayak uyduran yönetim kadrolarıyla zıt anlayışta olan Anadolu halkı “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” atasözünü esas olarak “Osmanlı’nın Türkler’den çok çekeceği var” diyen bütün Batılı ve Avrupalı devlet adamlarına adeta ders vererek, “Biz Türkler Türkiye’nin imparatorluktan arta kalan bir toprak parçası kaldığına inanmıyoruz. Bize göre Türkiye Cumhuriyeti medeniyetin yeryüzündeki son müstakil İslam devletidir” şuuruyla adeta beyinlere kazımıştır. Medeniyet denilen o tek dişi kalmış canavara verilen bir cevaptı bu. Ta 13. yüzyıldan itibaren Darül İslam haline gelen ve o gelişle vatanlaştırdığımız Anadolu toprağı Darül İslam olarak cumhuriyetle yaşayacaktır. O Anadolu toprağı ki sıktığın zaman şehitlerin fışkırdığı bir toprak parçası. Ruh ve milli irade bu şekilde yerleşmişti. Burada beden denilen denin aldığı şekil Türk milletini hüsrana uğratmıştı. Burada beden denilen şey dünya sistemi ile Türkiye arasındaki ilişkinin ürünü olarak ortaya çıkıyordu. Bir adı da kapitalizm olan dünya sistemi temellerini 14. yüzyılda İtalyan site devletlerinde atmıştı. Bu çağlarda Türkler (Osmanlı) yalnız kapitalizm dışında kalıp, işlerlik gösterdikleri çok anlamlıdır. Kapitalist olmayan bu sistem uzun süre Türkleri kendilerine entegre edememiştir. Bu bağlamda Türkler dünyadaki antikapitalist olan tek millet olma şerefine nail olmuşlardır. Tabii diğer Müslüman ülkeler başta Araplar olmak kaydı ile kapitalist yapılanmalar tarafından müstemleke durumuna gelmişlerdir. Müstemlekeleştirmede en hızlı olma şampiyonu İngilizlere aittir. İşte 1838’deki ticaret anlaşması Türklerin de ekonomik sitemini yerle bir etmiştir. Peşinden Tanzimat Fermanı gelmiştir. Tıpkı 24 Ocak kararlarının ardından gelen 12 Eylül 1980 askeri darbesi gibi. Neticeye baktığımızda dünya sistemi denilen kapitalist vahşet Türkiye’yi kendisine entegre etmiştir. İşte bu irtibatın peşinden çıkarılan Birinci Dünya Savaşı ve o savaşın sonu. 1914 ve 1918 yılları arasındaki o büyük savaş ise kapitalizmin pürüzlerinden ve diş ağrılarından dolayı çıkarılmıştır. Zira savaşı çıkaranlar dünya sermayesini elinde tutanlardan başkaları değildi. Savaş bittiğinde Rus çarı, Alman kayseri ve İslam halifesi yoktu. Geride yutulması kolay lokma ve lokmacılar kalmıştı ki imparatorlukların parçaları milli pazar formunda lanse ediliyordu.
Devam edecektir…
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.