İslama göre Allah insanı en güzel bir biçimde yaratmıştır. Fakat kendi kendine zulmeden bazıları bu yüceliklerden aşağıya düşerek hayvanca yaşamayı tercih etmişlerdir. Yüce kitabımıza göre bunlar , “belki hayvanlardan da aşağı” bir hayat tarzına yuvarlandılar. Gerçektende hayvanlar tabii bir nizamın içinde hareket ettikleri halde “hayvan insan” kendini ya tamamı ile başıboş sandı. Yahut “sürü” hayatını tercih etti. Biz yaradılışta insanın “şerefli” bir varlık olduğuna inanırız. İnsana hayvan diyen biz değiliz. Bu iddiada olan filozoflar, ekonomistler ve ideologlar vardır. Onlara göre insan şu ve ya bu işleri başaran bir hayvandır. İnsanı böylece anlayan çevreler ister istemez onun muhtaç olduğu “nizamı da” bu anlayış içinde ele alırlar.
İnsanı hayvan olarak tarif edenlerin teklif ettikleri cemiyet nizamı da hayvani bir karakterdir. Bu nizamda insan ya ekonomik hayvandır ya da alet, makine yapan bir hayvandır. İnsanın temel ihtiyaçları ve içgüdüleri diğer hayvanlarla ortaktır. Ancak onlardan farklı olarak “düşünme yetisine” sahiptir. Zaten o bu yetisi ile ekonomiyi kurmakta, alet ve iş yapabilmektedir.
Kıymetli okuyucularım.
İnsan aynı zamanda bir sürü ile beraber yaşamak mecburiyetinde olan “sosyal hayvan” durumundadır. Toplumdaki bütün kıpırdanışlar maddi fayda ve rant etrafında dolaşır. Faydaların en faydalısı “ortak faydadır.” Fertlerin, grubun ortak faydası çalışıp, paylarını almaktır. Ortak faydaya aykırı düşmek büyük suçtur.
Bakınız: Türk İslam Ülküsü – Sayfa: 291-292 Merhum Seyit Ahmet Arvasi.
Devam edecek…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Hayvan İnsanın Nizamı ve Toplum -1
Kıymetli okuyucularım.
İslama göre Allah insanı en güzel bir biçimde yaratmıştır. Fakat kendi kendine zulmeden bazıları bu yüceliklerden aşağıya düşerek hayvanca yaşamayı tercih etmişlerdir. Yüce kitabımıza göre bunlar , “belki hayvanlardan da aşağı” bir hayat tarzına yuvarlandılar. Gerçektende hayvanlar tabii bir nizamın içinde hareket ettikleri halde “hayvan insan” kendini ya tamamı ile başıboş sandı. Yahut “sürü” hayatını tercih etti. Biz yaradılışta insanın “şerefli” bir varlık olduğuna inanırız. İnsana hayvan diyen biz değiliz. Bu iddiada olan filozoflar, ekonomistler ve ideologlar vardır. Onlara göre insan şu ve ya bu işleri başaran bir hayvandır. İnsanı böylece anlayan çevreler ister istemez onun muhtaç olduğu “nizamı da” bu anlayış içinde ele alırlar.
İnsanı hayvan olarak tarif edenlerin teklif ettikleri cemiyet nizamı da hayvani bir karakterdir. Bu nizamda insan ya ekonomik hayvandır ya da alet, makine yapan bir hayvandır. İnsanın temel ihtiyaçları ve içgüdüleri diğer hayvanlarla ortaktır. Ancak onlardan farklı olarak “düşünme yetisine” sahiptir. Zaten o bu yetisi ile ekonomiyi kurmakta, alet ve iş yapabilmektedir.
Kıymetli okuyucularım.
İnsan aynı zamanda bir sürü ile beraber yaşamak mecburiyetinde olan “sosyal hayvan” durumundadır. Toplumdaki bütün kıpırdanışlar maddi fayda ve rant etrafında dolaşır. Faydaların en faydalısı “ortak faydadır.” Fertlerin, grubun ortak faydası çalışıp, paylarını almaktır. Ortak faydaya aykırı düşmek büyük suçtur.
Bakınız: Türk İslam Ülküsü – Sayfa: 291-292 Merhum Seyit Ahmet Arvasi.
Devam edecek…