“Allah’ım sen acı bu millete; Akşam yatar, sabah kalkar başıboş“ diyor merhum Necip Fazıl Kısakürek. Bu başıboş sürülerin çok kullandıkları sözcük ‘özgürlük’tür. Aslında istediği ve yaptığı ‘cazgırlık’tır. Şımarık mirasyedi tiplere sorarsanız özgürlüğün anlamını da bilmezler. İnsanların en mutlu olacağı sistem ‘Hürriyet’ içinde yaşamalarıdır. Bunlar sloganlarla olmaz. Güçle, milli birlik ve beraberlikle, ekonomik imkanlarla olur. Mesela seyahat, gezi hürriyetim var. Ancak cebinde yola çıkacak beş kuruşun yok. O şartta olan birisinin gezi hürriyetinden bahsetmesi söz konusu olamaz. Bu gezi için çalışıp çırpmak, hırsızlık, soygun yapmakta asla özgürlük olamaz. Tıpkı bunun gibi toplumun milli ve manevi değerlerine saldırmakta kesinlikle özgürlük olamaz. Onun için Hürriyet ortamı içinde yaşamak gerçek özgürlüktür.
İnanç özgürlüğü, bütün edep ve haya kavramları ile bunlara bağlıdır. Saldırganlık, terör, başkalarını rahatsız edecek züppeliklerin özgürlük maskesi ile gizlenmesi ve kamuflajı asla doğru değildir. Tekelci ve diktacı anlayışlarda özgürlük olamaz. Hürriyetleri kısıtlamak, haklara tecavüze, toplumu çıkarlara göre yönlendirmekte özgürlük değildir. Güç benim elimde, istediğimi yaparım mantığı ve anlayışı olsa olsa dikta olur. Özgürlük araba farına benzer. Hürriyet güneş ışığıdır. Bunu ayıramayan zavallılar, güneşi balçıkla sıvamak için bol bol cazgırlık yaparlar. Onunda süsü laf ebeliği, söz ustalığıdır. Örneklerini ekranlarda sıkça izliyoruz. Hür basın, özgür basın deniliyor, peşinden ”Yandaş basın, havuz medyası” tabiri kullanılıyor. Halbuki hür olan, özgür olan basın doğruları yazar. Yalan ve çarpık, aslı astarı olmayan dedikodulardan uzak kalır. Hiç kimsenin uşağı olmaz. Kimseden emir de almaz. Benim tabirimle “Kebapçızade” olmaz. Ekonomik buhranların var olduğu toplumlarda, hatta aile ve fertlerde özgürlük istismarı çok olur. Onun için devleti yönetenlerin sosyal adalet kavramını çok iyi çalıştırması lazımdır. Aksi halde çığlıklar çoğalır. En acı çığlık, en sağır edici ses de suskunların, mazlumların ahıdır diyenleri devamlı hatırımızda tutmalıyız.