Türkiye’nin gerçeklerine göz yummak, Türk çiftçisinin dertleriyle ilgilenmemek yılların kanayan yarasıdır. Gidin gerilere doğru 1970’lerin, 1974’lerin problemlerinden, 2018’in problemleri aynıdır. Herkes tarafından bilinen malum bir “Pazar mafyası” vardır. Bu gayrı resmi ve illegal oluşumun üzerine maalesef bugüne kadar gidilmemiştir. Çiftçilerimiz ve bütün üreticilerimiz başta olmak şartı ile balık halleri dahil bu kontrolsüz ve takipsiz tipler hayvan pazarlarını bile tekellerine almışlardır. Hatta bu piyasalardan terör örgütlerine bile para aktarıldığı çok defa gündeme gelmiştir. Bizzat yaşadığım bazı örneklerle konuya açıklık getirmek istiyorum.
Öğrencilik yıllarımda çalışmak zorundaydım. Aydından kuru incir alıp, işlemlerini yaptıktan sonra paketleyip satıyorduk. Hem Eşref Paşa pazarında hem de İzmir Karşıyaka pazarında aniden karşımıza çakallar çıktı. "Satamazsınız bu piyasaya bize aittir" dediler. Tabii gerekli cevabı aldılar. Pirinç kara borsa idi. 500 kilo pirinç alıp “Damping ” fiyat diye satarken bir anda malum çakal sürüleri yine türedi. Devreye zabıtalarda girdi. Konu yine orman kanunu ile çözüldü. Halk pazarları kuruldu. Üreticiler kendi ürününü satarken pazarlarda tartaklandı ve dövüldü. Ben 10 gramlık 20 gramlık şırıngalarla domateslere su vurulduğunu, limona su şırınga edildiğini bilirim. Bu tip ahlaksızlıkları şikayet edenler de malum çakallar tarafından tehdit edilmişlerdir. Sebze alıcıları 100 gramlık çuvaldan bir kilo dara düşerler. 800 gramlık kasalardan 2 kilo dara düşerler, malın küsuratını asla hesaba katmazlar, para oyunları, dolandırmalar gırla gider. Gariban çiftçi derdini kimseye anlatamaz. Söz sahipleri piyasayı elinde tutan vurgunculardır. Faturaları bir incelerseniz “Hamaliye, rüsum, stopaj, dara, nakliye ve diğer uydurukçularla karşınıza 8 belki 10 tane vergi çıkar. Bazen mal sahibi borçlu duruma düşer. Hallerde piyasayı belirleyen güçler bellidir. Bir bakarsınız kimse mal almaz. Tam akşam karanlığı çökerken beş liralık malın fiyatı 2 liraya düşer. Ya satacak ya da dökecek. Örnekler çoktur. Onun için hal kanunu, hal yasası çıkarılmadan önce hal mafyası, pazar mafyası frenlenmelidir. Aksi halde çözüm söz konusu olamaz. Bugüne kadar olmamıştır. İşin tek çıkar yolu, üreticinin güvenliğini sağlayarak malını normal şekilde satabilmesidir. Gerisi hamasetten ibarettir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
HAL YASASI MI PAZAR MAFYASI MI
Öğrencilik yıllarımda çalışmak zorundaydım. Aydından kuru incir alıp, işlemlerini yaptıktan sonra paketleyip satıyorduk. Hem Eşref Paşa pazarında hem de İzmir Karşıyaka pazarında aniden karşımıza çakallar çıktı. "Satamazsınız bu piyasaya bize aittir" dediler. Tabii gerekli cevabı aldılar. Pirinç kara borsa idi. 500 kilo pirinç alıp “Damping ” fiyat diye satarken bir anda malum çakal sürüleri yine türedi. Devreye zabıtalarda girdi. Konu yine orman kanunu ile çözüldü. Halk pazarları kuruldu. Üreticiler kendi ürününü satarken pazarlarda tartaklandı ve dövüldü. Ben 10 gramlık 20 gramlık şırıngalarla domateslere su vurulduğunu, limona su şırınga edildiğini bilirim. Bu tip ahlaksızlıkları şikayet edenler de malum çakallar tarafından tehdit edilmişlerdir. Sebze alıcıları 100 gramlık çuvaldan bir kilo dara düşerler. 800 gramlık kasalardan 2 kilo dara düşerler, malın küsuratını asla hesaba katmazlar, para oyunları, dolandırmalar gırla gider. Gariban çiftçi derdini kimseye anlatamaz. Söz sahipleri piyasayı elinde tutan vurgunculardır. Faturaları bir incelerseniz “Hamaliye, rüsum, stopaj, dara, nakliye ve diğer uydurukçularla karşınıza 8 belki 10 tane vergi çıkar. Bazen mal sahibi borçlu duruma düşer. Hallerde piyasayı belirleyen güçler bellidir. Bir bakarsınız kimse mal almaz. Tam akşam karanlığı çökerken beş liralık malın fiyatı 2 liraya düşer. Ya satacak ya da dökecek. Örnekler çoktur. Onun için hal kanunu, hal yasası çıkarılmadan önce hal mafyası, pazar mafyası frenlenmelidir. Aksi halde çözüm söz konusu olamaz. Bugüne kadar olmamıştır. İşin tek çıkar yolu, üreticinin güvenliğini sağlayarak malını normal şekilde satabilmesidir. Gerisi hamasetten ibarettir.