SON DAKİKA
Hava Durumu

HAKKA BAĞLILIK VE DOĞRULUK TUTKUSU

Yazının Giriş Tarihi: 13.06.2022 16:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.06.2022 16:49
Kıymetli okuyucularım.
Kendimizi temizlemeden başkalarını temizlemek mümkün değildir. Sahtekarların, menfaatperestlerin sahte sloganları tesirli olamaz. Korkakların ödleklerin "cesur olun" sözü önemsizdir. Hırsızların vurguncuların "dürüst olun" nasihatı işe yaramaz. Hakka bağlılık, haksızlığa isyanı doğurur. Güzele karşı olan aşırı sevgi çirkinlikleri nefreti arttırır. "Doğruluk tutkusu eğriye husumet sebebidir" diyen büyüklerimiz ne güzel söylemişler. Aslında dünyamız ve onun bir parçası olan Anadolu'muz cennet vatanımız kötü ve çirkin değildir. Onu bozan ve çirkinleştiren zihniyet ve zihniyetin mensubu olan insanlardır. Cinayet şebekeleri, tecavüzler, hırsızlar, doğrudan ve dolaylı yolsuzluklar, devletin ve milletin malına atılan oltalar, çiğneden ve çiğnetilen hak hukuk kavramları, bozulan ahlaki değerimiz, tahrip edilen aile yapımızın yıkıcıları insan geçinen biyolojik varlıklar değil mi? Hem İslam alemi hem de onun bir parçası olan Müslüman Türk milleti sahip olduğu birçok manevi değerinden mahrum bırakılmıştır. Birleşilen nokta çıkar ve menfaat olmuştur.

Kıymetli okuyucularım.
Dün, yani geçmiş yıllarda birbirine sahtekar, üçkağıtçı, Yahudi tıynetli, namussuz diyenler maalesef günümüzde çıkar ve menfaat ortaklığı içindeler. Bunun haricinde geçmişte öve öve bitiremedikleri kimselere kara leke ve olmadık iftiralar atabiliyorlar. Halbuki idealist ve Müslüman olduğunu söyleyen adamın ölçüsü hak ve hakikat, doğruluk ve dürüstlük olmalıdır. Falan parti, falan cemaat, şu grup, bu grup, bizim görüşten, bizim mezhep, bizim adam gibi çirkin anlayışlar ve çirkin mantık mümin ve Müslüman’a yakışmaz. "Suç işleyen kızım Fatıma olsa bile onu cezalandırırım" diyen Allah Resulü bize örnek değil midir?
Konu ile ilgili Abdurrahim Karakoç'un Beşinci Mevsim isimli eserinin 117 ve 118'inci sayfalarına bakabilirler.

Kıymetli okuyucularım.
Her gün üzücü bir olayla karşılaşıyoruz. Her gün bir duvarı yıkılan, sıvası dökülen bir gönül evi. Dönüşü olmayan bir yolculuk. Nice dostları tek tek uğurluyoruz. Aşina olduğumuz simalar azalıyor. Acılar çoğalıyor. Toprağa gömülen şehitlere, yalan söylemeyen şahitlere, evlat acısı çeken analara, hakikati arayan insanlara seslenmek istiyorum. Bize ne oldu? Neden bu hale getirildik? Kendinize gelmemizin ve silkinmemizin zamanı gelmedi mi acaba?
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.