Sevgili okuyucularım.
Zaman zaman ağır ifadeleri yazıma alıyorum, hatta başlık yapıyorum. Neden bu tercihin hocam diyenler olabilir. Kısaca arz edeyim. Takriben 22 yıl öğrencilik hayatım var. 1980 tarihinde bu süreç son buldu. Ama ben okumaya devam ettim. Bazı geceler inanın 140-150 sayfa okuduğum olmuştur. Kısaca geldiğim noktada beni ve benim gibi binlerce gencimizi ilim adına kandırdıklarına ve aldattıklarına şahit oldum. Bir türlü beynimden bu sükseli ve kravatlı ihaneti atamadım. Mesela fizik, kimya derslerinde hiç utanmadan bizlere ‘suyun kaldırma kuvvetini’ hamamda banyo alırken Arşimed denilen adamın bulduğunu ve “buldum, buldum” diyerek üryan vaziyette yerinden fırladığını anlattılar. Sonra Kur’an mealini okuyunca Allah’ın Nuh’un gemisini o tufanda yüzdürdüğü mesajını okuyunca, Arşimed denilen herifin tufana göre daha dün diyecek kadar yakın bir tarihte bu sahtekarlığı yaptığı ve gafilleri nasıl aldattığını öğrendim. Sonra Edison’un elektrik buluşu, sonra dünyanın yuvarlak oluşu ve daha sonra gezegenlerin durumları incelenince bizleri tam bir çıkmaza sürüklediklerini gördüm. Taklit hastalığı nesillerimizi veba gibi sardı. İstiklal Marşımız’a bile ‘ulusal düttürü’ denildiğini hiç unutamıyorum. Ne yani şimdi bu ihanetleri alkışlayacak halimiz yok. Onun için ‘bite bit, ite it’ deme sorumluluğuna hissediyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Hâlâ neden uyanmıyoruz?
Zaman zaman ağır ifadeleri yazıma alıyorum, hatta başlık yapıyorum. Neden bu tercihin hocam diyenler olabilir. Kısaca arz edeyim. Takriben 22 yıl öğrencilik hayatım var. 1980 tarihinde bu süreç son buldu. Ama ben okumaya devam ettim. Bazı geceler inanın 140-150 sayfa okuduğum olmuştur. Kısaca geldiğim noktada beni ve benim gibi binlerce gencimizi ilim adına kandırdıklarına ve aldattıklarına şahit oldum. Bir türlü beynimden bu sükseli ve kravatlı ihaneti atamadım. Mesela fizik, kimya derslerinde hiç utanmadan bizlere ‘suyun kaldırma kuvvetini’ hamamda banyo alırken Arşimed denilen adamın bulduğunu ve “buldum, buldum” diyerek üryan vaziyette yerinden fırladığını anlattılar. Sonra Kur’an mealini okuyunca Allah’ın Nuh’un gemisini o tufanda yüzdürdüğü mesajını okuyunca, Arşimed denilen herifin tufana göre daha dün diyecek kadar yakın bir tarihte bu sahtekarlığı yaptığı ve gafilleri nasıl aldattığını öğrendim. Sonra Edison’un elektrik buluşu, sonra dünyanın yuvarlak oluşu ve daha sonra gezegenlerin durumları incelenince bizleri tam bir çıkmaza sürüklediklerini gördüm. Taklit hastalığı nesillerimizi veba gibi sardı. İstiklal Marşımız’a bile ‘ulusal düttürü’ denildiğini hiç unutamıyorum. Ne yani şimdi bu ihanetleri alkışlayacak halimiz yok. Onun için ‘bite bit, ite it’ deme sorumluluğuna hissediyorum.