SON DAKİKA
Hava Durumu

Güldürmeyin adamı

Yazının Giriş Tarihi: 06.10.2017 20:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.10.2017 20:53
Sevgili okuyucularım.
Hiçbir siyasi mülahazaya bulaşmadan bir konuyu ele almadan geçemiyorum. Konu şudur. 4 Ekim Çarşamba akşamı haber kanallarında bir uyarı vardı. "Kırmızı et tüketimi kansere zemin mi hazırlıyor." Sonra da açıklamalar geldi. Et tüketiminin kansere zemin hazırlamadığı, pişirilirken dikkat edilmesi gereken hususlar açıklandı. Sonra da Sağlık Bakanlığı'nın bir açıklaması dikkate şayandı. Neydi bu açıklama bakalım, "Sağlıklı beslenmek için haftada en az üç sefer kırmızı et tüketmek lazımmış" bu haberi izleyince ister istemez ağzımdan şu ifadeler çıktı. "Yahu hatun, bunların aklı başında mı? Asgari ücretle geçinen ve ayda sadece 1404 TL alan insanlar bu eti nasıl alacaklar? Bu adamların galiba toplumun belli bir kesiminden haberleri yok. Bırakın haftada üç sefer et yemeyi ayda bir kilo kıyma alamayanların sayısını bilmiyor galiba bunlar dedim.’’
Şimdi veriler incelenirse dört nüfuslu bir ailenin hayat standartlarına uygun olarak yaşanması için en az ayda 4600 TL ele geçmesi lazım. Açlık sınırının altında kalmamak için bu para şart. Belki istisnalar vardır. Adamın tarla, takım, fındık, ceviz, elma, armut, inek, dana, tavuk, yumurta bir takım yan gelirleri vardır. Bazı sebze ihtiyaçlarını bahçesinden ya da köyündeki yerinden temin eder. Elbette bunlar için diyeceğim yoktur. Ancak gurbette olan ve asgari ücretle çalışan işçilerin veya ayda 1500 TL alan emeklilerin durumunu düşünün. Bugün için 500 TL'den ucuz ev kirası yok. Elektrik, su, çöp vergisi, telefon ve diğer insani giderleri hesaplarsanız 1500 TL alan bir ailenin bile melekut âleminde yaşaması lazım. İşin başka bir yönü de, öğrencisi olan aileler ne yapsın? Artık eğitim paralı hale geliyor. İster oku, ister okuma bu bağlamda milletle dalga geçer gibi haftada üç sever kırmızı et yemenin lüzumunu tavsiye etmeleri karanlıkta zeytin silkelemeye benzer. Tabii belli başlı TV kanallarının köfte, kebap, tatlı, şiş ve benzeri mutfak tarifleri çok insanımızın ağzını sulandırırken birçok gencimizin ve çocuğumuzu da ne yazık ki yanlış yollara sevk etmeye vesile oluyor. Ben 1965-66 ve 67 yıllarında İstanbul Fatih'teki imam hatip lisesinde öğrenciydim. Takriben üç ay, hiç öyle yemeği yemeden okuluma devam ettim. Bir gün öyle vakti Karagümrük'te Şaban Tosun denilen arkadaşım vitrinden yemeklere bakarken gözlerimin yaşlandığını görmüş beni zorla içeri davet etti. Bir porsiyon nohutla yarım ekmeği nasıl tükettiğimi hiç unutmuyorum, hâlâ daha aklımdadır. Yetkili beyler lütfen garibanın, yoksulun, fakirin durumu ile alay etmeyin. Yapılan zamların en kabadayısı ile günde bir simit bile alınabiliyor. Sizce yeterli mi dersiniz? Tabii ayda 17.000 (on yedi bin) lira alanlar bunu hissedemezler… 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.