İster Türk olsun, ister Ortadoğu ülkeleri veya dünyadaki herhangi bir ülke olsun Amerika (ABD) ile olan ilişkilerinde ve diplomatik münasebetlerinde göze çarpan hakikat şudur. Amerika münasebet kurduğu ülkenin siyasal yapısına ve yönetim biçimine bakmaz. Onlara hiç ilgi duymaz. Amerika'nın tek ilgi duyduğu şey o ülkenin Amerika'nın çıkarları ile uyum içinde olup olmamasına yöneliktir. Amerika'nın takip ettiği politika pragmatizmi tam olarak bunu gerektirir.

Kıymetli okuyucularım
Amerika'nın Ortadoğu ile olan ilişkisi iki temel esasa dayanmaktadır. Birincisi petrol rezervlerinin güvence altına alınması, ikincisi İsrail'e güvence sağlanması. İşte bu iki alandaki güvenlik durumu ihlal edilmediği sürece Amerika'nın Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye ile olan ilişkisi barış içerisinde devam eder. Değilse efendim siyasal yapı krallıkmış yok emirlikmiş ya da demokratik miş yahut değilmiş Amerika'yı ilgilendirmez. İlgili ülke Amerika'nın çıkarlarını koruyorsa öte yandan İsrail'e herhangi bir zarar da olmuyorsa ortada problem yok demektir. Bu bağlamda Türkiye'ye yapılan ya da yaptırılan göçmen sığınmacı akını ele alınmalıdır. Ucuz kahramanlığa hamaset nutukları atmaya gerek yok. İsrail'in Filistin halkına yıllardan beri yaptığı baskı ve zulüm, vahşice katlettiği kadın ve çocuklar dikkat edilirse Amerika'nın da, Birleşmiş Milletler'in de, Rusya'nın da hiç umurunda değil. Hatta Mavi Marmara olayı da unutturulmak isteniyor. Kudüs'ün Amerika tarafından başkent ilan edilmesi İslam dünyası için Türkiye dahil bir yüz karasıdır. Bu noktada merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün takip ettiği iç ve dış politika mutlaka gözden geçirilmelidir. Hatta Türkiye topraklarına nasıl katkı bakılmalıdır.

Kıymetli okuyucularım
Sığınmacılar konusunda kanaatim şudur, Türkiye asla birileri istiyor diye yol geçen hanı durumuna getirilmemelidir. Kadınlar tamam, çocuklar tamam, yaşlılar engelliler tamam bunlara sözümüz yok. Ancak askerlik çağındaki gençler, modanın eğlencenin danişkasını takip eden tipler, öz vatanını terk eden savunmasına koşmayan kaçaklar. Yarınlarda onlara kucak açan Türk milletine Türk devletine ihanet etmeyeceğini kim garanti edebilir?

Geldiğimiz noktada yaşananlar bellidir. Vergi vermek yok, askerlik yapmak yok, hırsızlık kabadayılık çok. Sonra da ülkenin ekonomisi onlarla ayaktaymış deniliyor. Kimse kusura bakmasın ama öyle ucuz yağmada yok. Gerekli görüşmeler yapılmalı ve sığınmacılar ülkelerine geri gönderilmelidirler. Vatandaş olarak şehit torunu, gazi evladı olarak ve bir vatanperver Müslüman Türk olarak ben öyle düşünüyorum. Yetkim Olsa tüm Türkiye'ye böyle haykırırım.