SON DAKİKA
Hava Durumu

GEÇMİŞİN HATALARI VE BUGÜN- (4)

Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2018 21:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2018 21:31
İşte önceki yazılarımda gündeme getirdiğim bu olaylar tarihimize postmodern darbe olarak geçmiş olan 28 Şubat e-darbesinin yayımlanmasına sebep olmuştur. Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat 1997 tarih ve 406 sayılı kararına ek- A (Rejim aleyhtarı irticai faaliyetler karşısındaki gerekli tedbirler) konuyla ilgili Fikri Atılbaz’ın “Küfre açılan kapı, Dinler arası diyalog” adlı eserin 33. Sayfasından 65. Sayfasına kadar bakabilirsiniz. Bas. Tar: 2008. Bu tedbirler 18 madde olarak ele alınmıştır. Neticede 28 Haziran 1996’da kurulan 54. Refahyol Hükümeti  30 Haziran 1997’de son bulmuştur. Peşinden Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit’in birlikte oluşturdukları ANASOZ Hükümeti kurulmuştur. Bu dönemlerde kurulan ve “Batı Çalışma Grubu” adını alan birim oluşmuş ve bu hareket yeni bir  dönemin başlangıcı olmuştur. Daha doğrusu 15 Temmuz 2016’nın tohumları hormonlu ve de silikonlu olarak 28 Şubat maniplasyonunun sonuçları olarak ortaya çıkmıştır. Aslında AK Parti’nin doğuşunun gerekçeleri RP’nin kapatılmasıyla hız kazanmıştır. Burada ilginç bir nokta dikkat çekiyor. Refahyol döneminde hızlı bir şekilde laikliği savunan ve demokrasiye balans ayarcısı gözüken bazı paşaların ileriki dönemlerde daha çok İslami dil kullanarak hükümetin yanında görünmesi şaşırtıcı olmuştur. O dönemlerde hız kazanan İslami akımların ortaya çıkması, daha sonraki azmanlarda bunların özel kıyafetlerle boy göstermeleri, toplumda söz sahibi olmalarına, deşifre edilmelerine vesile olmuştur. İşte laik, anti laik, cepheleşme ve tartışmaların sonunda ve bir takım yanlış uygulamalar neticesinde özel olarak “Dışa bağımla bir dini anlayış” gelişmiştir. Türkiye’de kim ortaya çıkar da devamlı olarak “laik, anti laik” gibi hassas konuları kaşırsa ve bu yolla Türk hükümetini, Türk devletine karşı kışkırtır, ikisini karşı karşıya getirmek isterse bu kirli ve çirkin davranış hainleri sevindirecektir. Bu ihanet girişimleri derin yaralar haline gelmiştir. Neticede ülkemizde laiklik fikri çözümlenemez bir sorun haline sokularak bir nevi “bitmeyen senfoni” olmuştur.  Bir not düşmek gerekirse 15 Mayıs 2016’dan sonra özellikle 2018 yılı içerisinde sıksık ortaya çıkan Cumhuriyet karşıtı sözler, Atatürk büstlerine saldırılar ve diğer olaylar tesadüf değildir. Püf noktası açık olan konu şudur. Artık bölücüler sağ, sol olayını dile getirmiyor. Kim laik, kim laik değil bilinmiyor. Saflar bilerek karıştırılmıştır. Cemaatler sol ile sağ arasında, tarikatlar sağ ile sol arasında dolaşmaya başlamışlardır. Pusuda bekleyenler kaynayan bu kazanın devrilmesi için tüm çabalarını kullanmaktadır. Öyleyle her örtülü laik karşıtı değildir. Her başı açık da laik değildir. Her kravatlı, her entel yapılı gözüken de laiklik hayranı değildir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.