Kıymetli okuyucularım
Günümüzde borsa olarak bilinen İslam ekonomik sisteminde ticaret meclisi olarak adlandırılan Mecelle Hukuku'nda meclisi bey (alışveriş meclisi) şeklinde ifade edilen sistem maalesef atıl (kullanılmaz) hale getirilmiştir. Devletin denetimi altında hür bir ekonomi yerine serbest piyasa adı altında siyasi hedeflere göre yönlendirmeler ön plana çıkarılmıştır. Sadece para ve altın borsaları çalışır durumdadır. Halbuki Zahire denilen tahıl ürünleri (arpa, buğday, yulaf, mercimek, pirinç, nohut, kuru fasulye ve diğerleri) başta olmak şartı ile diğer sebze ve meyveler, hayvansal gıdalar dahil(et ve et ürünleri yumurta ve diğerleri) hepsinin günün şartlarında arzu ve taleplere göre fiyatlanması hiç şüphesiz devletin denetim kontrol ve tespiti altında olmalıdır. Kapitalist ve karma sistemlerde hem borsa hem diğer ürünlerde piyasa tamamen tüccarların ve ticari işlerle meşgul olan belli bir zümrenin insafına ve tekeline bırakılmıştır. Siyasi ve idari otoritelerin tayin ve tespit edeceği fiyatlar ortadan kaldırılınca piyasa allak bullak olmuştur. Arz ve talep dengesi bozulmuştur.

Kıymetli okuyucularım
Üretim ve tüketim dengesi bozulunca ticari ahlak da bozulmuştur. Bilinçli şekilde kara borsalar mal stokları fahiş fiyat artışına ortam hazırlamıştır. Bunlar olurken devletin ve idarenin yani siyasi otoritenin sarsılması söz konusu olmuştur. Aracı denilen bir takım türediler piyasada söz sahibi olmaya ve çalışmadan kazanmaya başlamışlardır. Üretici hakkını alamamış ve perişan edilmiştir. Pazar mafyası ayakları ile korku tehdit baskı ve endişeler çoğalmıştır. Bu arada tüketiciler de fahiş fiyata mal satın almaya mecbur bırakılmışlardır. Bütün bu oldu bittilerle tavşana kaç tazıya tut mantığı ile üreten de tüketen de dertli duruma getirilmiştir. Teşvik ve destek yerine üretici adeta ithalat yöntemi ile tehdit edilmiştir. Kolaylaştırmak yerine giderler devamlı artmıştır. Gübre, mazot, elektrik, makine fiyatları tavan yapmıştır.

İhracat ambarı olmamız gerekirken ithalat harmanı durumuna geldik. Başta köylülerimiz olmak şartı ile çiftçilerimiz üretimi azaltmak zorunda kaldı. Bir kısmı ise topraklarını sattı, tarım ve hayvancılık sermaye sınıfının kapitalistlerin eline bırakıldı. Köylerimiz boşaldı neticede silikonla güzelleşme kompleksine düşen kişi gibi olduk. Gaz torbalarında boğularak öldürülen tavukların dönemini unutmadık. Tarım bakanın oğlunun başını çektiği yumurta ve mısır ithalatı hala aklınızdadır. Bana yüz defa sorsalar faiz fiyat artışının ve fiyatların neden düşmediğini sorumlusu siyasi otoritelerdir derim. Başka suçlu aramaya gerek yok.