Sevgili kardeşlerim. Bir sosyal adalet ve güvenlik müessesesi olarak, İslam dininin cemiyete ve fertlere yüklediği bir görev olan fitre, Allah’a ibadet gayesi ile yapılır. İçtimai ve sosyal yardımların cemiyet hayatında çok büyük değeri vardır. Sefaletin ve ekonomik bunalımların yok edilmesinde fitrenin, zekatın, gönüllü verilen sadakaların ve fidyenin, yani sadakai fıtrın önemi büyüktür. Sosyal barış ve huzurun temininde bu mali ibadetlerin payı büyüktür. Bu bağlamda şu veya bu gibi sebeplerle bu değerli ibadetleri hedefinden, gayesinden ve maksadından saptırmak asla hoş görülemez. Fakir, yoksul, miskin, borçlu ve fukaranın hakkı çeşitli hile ve tertiplerle layık olanların elinden alınması tam bir sosyal rezalettir. Ortam gayet açıktır. Sinsi riyakarlıklarla Müslümanlara dalkavukluk yapmak kimsenin hakkı ve haddi değildir. İhtiyaç sahiplerine birebir ulaşmak bu ibadetin en güzel tatbik yoludur. Belki işleri icabı bazı kişilerin bir başka şahıs ve aracı ile vekalet yoluyla bu ibadeti yerine getirme durumu olabilir. Ancak istismar yöntemleri çoğalmıştır. Buluyorlar birkaç tane zavallıyı, taşıyorlar ekranlara. Peşinden vur abalıya gitsin. Böyle bir rezalete asla göz yumulamaz. İslamın, inancımızın derisine yapışarak ve de klişeleşmiş ifadelerle “Allah rızası için, çoluk çocuğun başının gözünün sadakası için ne olursun bir yardım yapın.”
Halbuki gerçek ihtiyaç sahipleri bunları asla yapamaz. Onun içindir ki yüce Rabbimiz “Onlar haya ve edeplerinden dolayı isteyemezler, siz onları simalarından, yüzlerinden tanıyacaksınız” buyuruyor. Bu sebepten dolayı bazı kardeşlerimiz için yardım talebimiz olunca artık “Allah rızası için” demekten ben utanıyorum.
Yahu zekatlar, öşürler, fitreler, sadakai fıtır denilen fidyelerin nerelere ve kimlere verileceği bellidir. Kuran’da ve şanlı peygamberimizin emirlerinde bunlar açıktır. Bu ödemeler camilere, cami derneklerine, okul, minare inşaatlarına, yurt, pansiyon ve dershane onarımlarına, yol, su, elektrik ve hastane inşaatlarına olmaz. Sadece savaş varsa, ihtiyaç hasıl olmuşsa bu paralarla gerektiği kadar askeri mühimmat alınabilir. Çünkü ibadetlerin ilk şartı hür olmaktır. Toplanılan yardımlarla alınan arabalar, döşenen mefruşatlar, yaptırılan dolaplar, çekilen ziyafetler ne yazık ki vatanımızı, milletimizi 15 Temmuz 2016’lara getirmiştir. Öyle zannediyorum ki hala akıllanmadık. İnşallah söylenilenlerden ders ve ibret alırız.
Devam edecek…