İllegal olmasına rağmen, legal görünüşlü bir örgüt. Mali gücü adeta devlet bütçesi gibi olmuş. Liseler, kolejler, yurtlar, özel evler, dershaneler, şirketler, tekele alınan bankalar, hac ve umre organizasyonları, bu organizasyonlarda o kutsal topraklarda toplanılan paraların komisyonları, özel çalışmalarla ev ev gezilerek ve esnaflar ziyaret edilerek toplanılan fitre ve zekat paraları, öşürler kurban derileri ve daha ilaveler.
Bir ilahiyatçı ve müftü olarak gerek vaazlarımda, gerekse yazı yazdığım mahalli basında,  "Allah’a yemin ederim ki verilen fitre ve zekatların yüzde 90'ı caiz değildir" dediğim için neredeyse küfür ehli ilan ediliyordum. Adeta sözlü linçlere maruz kalmıştım. Güya yurtdışındaki fakir Müslümanlara yardım yapılıyormuş, kurbanların paraları orada kesilenlere yatırılıyormuş uydurmalarıyla binlerce dolar Amerika'ya aktarılmış, kimsenin umurunda bile değil. Birçok odalar, sivil toplum örgütleri, YÖK Başkanlığı, üniversiteler, Maliye, Emniyet, askeri örgütlenmeler, özellikle adalet teşkilatı, onun akabinde Diyanet ve yurt dışı atamaları. Bütün bunlar yapılırken verilen müsaadeler, yumulan gözler ve gelinen nokta. Tam bir ihanet ve vahşet olan 15 Temmuz hainliği.
1965'lerden alın, ben o tarihte imam hatip okulu birinci sınıf öğrencisi idim. 2015'lere kadar bu süreç nasıl işledi, kim kimi korudu, kimler hak etmediği çalıntı sorularla süper üniversitelere girdi? Kimler nerelere nasıl yerleşti? Taşıma silah ruhsatı alınırken bile Bursa gibi yerde dosyalar tamam olmasına rağmen vali beyin haricen 3 milyar, bugünkü parayla 3 bin TL aldığını ve bu yolla binlerce liranın örgütüne gittiğini acaba ilgililer, devletin istihbaratı bilmiyor muydu? Daha sonra malum vali FETÖ’cülükten tutuklandı, yine de Allaha hamd olsun. Şehitlerimizin ruhları şad olsun. Allah hainlere fırsat vermesin…