Hiç unutmuyorum. Afganistan’ın işgal edilmesinden sonra milyonlarla ifade edebileceğimiz çok sayıda Afganlı, vatanını terk etmiş yüz binlerle ifade edebileceğimiz insanlar da, çarpışma ve bombardıman sonucu hayatını kaybetmişti. Bu vahşi işgalin durdurulması ve işgalci yabancı kuvvetlerin çekilmesi için Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın talebi yerine getirilmemiş, Afgan faciası devam etmiştir.
İçinizde okuyanınız varsa “Afgan Faciası” adlı eserde Davut Han'ın, Brejnevin tabancası ile öldürüldüğünü görürüsünüz. Dünyanın birbirine zıt görünen iki tane vampiri, iki tane kan sülüğü var. Birisi Amerika diğeri Rusya. Amerika, toprak işgalinden ziyade ekonomi ve siyasi işgalle meşgul olur. Kan sülüğü gibi devamlı emer. Rusya ile birebir sıcak işgalden yana tavır koyar. Unutmadıysak Hindistan’da, Balkan ülkelerinde Avrupa’da Amerika Birleşik Devletleri'nde,  Güney Afrika’da ve daha birçok ülkede Müslüman azınlıklar yaşamaktadır. Bunların İslam inanç ve kültür içinde yaşayabilmeleri için teşkilatlanmaya, eğitime ihtiyaçları vardır. Bugün için İslam coğrafyasında göze çarpan en acı gerçek, halen yüz binlerce hatta milyonlarca insanın istiklallerinden mahrum olarak, başka ulusların hakimiyeti altında bulunuyor olmalarıdır. Bazı İslam ülkelerine ise, dış güçlerin tehditleri devam etmektedir. Bugün için Suriye bunun en açık örneğidir. Ortaya bir hesap koyarsak şu gerçeği görürüz.
A) Arap Ülkeleri: Tam bir fiyasko ve birbirini boğazlayan fitne yuvası
B) Ortadoğu'da Arap Olmayan Müslüman Ülkeler: İran, Afganistan, Pakistan, Kıbrıs Türk Federe Devleti ve Türkiye. Bunlar arasında Kıbrıs'ta camiye gidenlerin, asimilasyon tabi olmayanların sayısı çok azalmıştır. Tek başına bir Türkiye ne yapsın? İç kurtlar, yerli hainler, satılmış zağarların, cemaat geçinen şarlatanların sayıları bir hayli fazla. Konu inşallah özel olarak yazılacaktır. 
C) Güney ve Doğu Asya’daki Müslüman Ülkeler: Bangladeş, Malezya, Endonezya ve sair.
D) Afrika’daki İslam Ülkeleri: Somali, Nijerya, Çad ve diğerleri. Bu gruplara dahil İslam ülkelerinin bazıları aynı kültüre sahip ve aynı dili konuşmaktadır. Tarihleri de müşterektir. Bunların sınırlarını sömürgeci vampirler çizmiştir. Ayrı devletler oluşturmuşlar ve parçalamak, idare etmek, kanını emmek için zemin hazırlamışlardır. İşte Suriye’deki planlar, İdlip çıkmazı, Türkiye’yi bölüp parçalama çabalarının altındaki gizli ihanet budur. Bu itibarla zaman parti, siyaset ayakları zamanı değildir. Dolardı, euro idi, altındı, borsaydı, faizdi gibi suni ve dandik tartışmaların zamanı hiç değildir. Herkes devletçi, herkes milli ve herkes bir olmak zorundadır. Aradaki fesat, fitne yalakalarına asla yer ve gün verilmemelidir. Devlet başta olmazsa kuzgunlar leşte olur. Bunu hiç unutmayalım. Atalarımız dut yaprağından çorba yaparak, mısır koçanından ekmek yaparak bize böyle bir vatan bırakmışlardır. Manikürlü, pedikürlü, rujlu, ojeli, ondüleli hayatlarla bu topraklar kazanılmamıştır.
Herkes bunu böyle bilsin. Terbiyesizliğin lüzumu yoktur…