1890 ile 1915 yılları arasında Ermenilerce örgütlü biçimde, Doğu ve Güneydoğu ile İstanbul’da çok sayıda ve sürekli olarak isyanlar çıkarılmış halka insanlık dışı zulüm ve baskılara sabotajlar yapılmıştır. Orduların cephe gerisi emniyetini önemli davranışlarda ve ihanetlerde bulunmuşlardır. Yine bu dönemde Batılılarca geliştirilen olumsuz propagandalarla Ermeni isyanları ve cinayetleri ört bas edilmeye çalışılmıştır. İşin özüne bakarsanız “Osmanlı imparatorluğu bünyesinde dış tahriklerle 1878’de baştılarak 1918 yılına kadar planlı olarak sürdürülen zararlı faaliyetlerle Suni Ermeni davası gerçek Ermenilerin değil, Osmanlı imparatorluğunun parçalanmasından çıkar sağlamayı amaçlayan Devletlerin davası olarak doğmuştur. Uzun yıllar imparatorlukta büyük yaralar açan Ermeni faaliyetleri konusunda 1915 yılında özel durumlarında etkisiyle “artık bir önlem alınması gerekmektedir, çizgisine gelinmiş, bu nedenle 1915 tarihinde bazı bölgelerde yaşayan Ermenilerle ilgili olarak bir tecir kanunu çıkarılmış ve uygulanması yapılmıştır. Yanıltıcı dönemin, yanıltıcı propagandalarıyla yanlış yaklaşımlarla “Sevr Antlaşmasında” Bağımsız Ermenistan hayali canlandırılmaya çalışılmıştır. Osmanlı imparatorluğunun tarihi fonksiyonunu yitirmiş olması nedeniyle, aslında ölü doğan ve uygulamaya alınmayan sevr antlaşması istiklal savaşına giren Türkiye Cumhuriyetince kabul edilmemiş ve tarihe gömülmüştür. Daha sonraki Lozan Antlaşmalarında Ermeni konusu “azınlıkların himayesi” bölümünde yerini bulmuş, yapılan iç hukuk düzenlemeleriyle Ermenilerce vatandaşlık halkı tanıyan düzeye kadar gelmiştir. Günümüzde Ermenilerin yurtiçi faaliyetlerine baktığımızda, Türkiye’deki Ermenilerin yurtdışından yönetilen tahriklere itibar ettikleri görülmektedir. Rahat yaşam kuralına sadık kalanlar, Sovyet Ermenistan’ı dahil diğer ülkelerdekilerin çok üzerinde bir hayat yaşamaları açık olarak görülmektedir. Dini yönden İstanbul Kumkapıdaki Ermeni patrikhanesi Ermeni benliğinin yaşatılması için önem arz etmektedir. Aslında Erivan’da bulunan “Eçmiyazin Katogigosluğuna” bağlı olan İstanbul Patrikhanesi asimilasyonu önleme açısından organize faaliyeler içinde olabiliyorlar.
Ermeni Terör örgütlerine eylem planları Türkiyedeki Ermenilerin bunlarla irtibatlanma yolları mutlaka bilinmesi gereken konulardır. Bu bağlamda bazı aşırı terör örgütlerinde eylem gruplarında ermeni kökenli kişilerin yer alması silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı gibi hususların yurt içindeki Ermeniler açısından üzerinde durulması gereken husustur. Ermenilerin yurtdışı faaliyetleri ve yurtiçi eylemleri çok vahim boyutlar almıştır.
DEVAM EDECEK…