Sevgili okuyucularım. Dünyada maşa olarak kullanılan topluluklardan birisi de Ermeniler'dir. En çok İngiliz ve Ruslar tarafından kullanılmışlardır. Peşinden Fransa ve Amerika gelmektedir. Ermeni uşakları devamlı olarak ekmek yedikleri sofraya pisleme alçaklığına düşmüşlerdir. Türk milletini devamlı ve tarih boyu düşman bilenler piyon ve yem olarak Türkiye toprakları üzerinde yaşayan azınlıkları tahrik etmeye devam etmişlerdir. Bu azınlıkların en başında Ermeniler gelmektedir. Onun için 1919 senesinde Türkiye'ye karşı Rum Ermeni işbirliği kurulmuştur. Biraz gerilere gidersek 1820'lerde Rusların kışkırttığı ve çoğunluğu Türkiye'de yaşayan Ermeniler için Türk ve İran toprakları üzerinde bir Ermeni devleti kurma planı devreye sokulmuştur. Bu şekilde Rusların sıcak denizlere, Güneye inme fikri gerçekleşecektir. Bunu istemeyen ve tehlike olarak gören İngilizler, Ermeni meselesini başka bir planla uygulamaya koymuşlardır. Şeyh Ubeydullah başkanlığında Türk soyundan gelen bir Nakşibendi tarikatına mensup, bazı Doğu Anadolu aşiretlerine mensup kişilere Kürdistan adı altında sözde bir İslam Devleti kurdurmak istemişlerdir. Bu şeytani İngiliz planı Ermenilerin Avrupa'ya yayılmasına sebep olmuştur.
Kıymetli okuyucularım. Bu Ermeni yavşakları asırlar boyunca Türklerle bir arada yaşamışlardır. Askerlikten muaf tutulmuşlardır. Sanat ve ticareti ellerinde tutmuşlardır. Ancak tarih boyu tahriklere müsait en alçak topluluk olma zilletine düşmüşlerdir. Bunları yönlendiren, isyana, cinayetlere teşvik edenler de hiç şüphesiz patrikler olmuştur. 1892'de İstanbul'da Ermeni Patriği olan Horen Lu Sinyan ve daha sonraki yıllarda aynı Patrik görevini yapan Yegişe Turyan içte ve dışta bütün savaşları fırsat bilerek dini nüfuslarını ve yetkilerini kullanarak kendilerini ayakta tutan, barındıran Türk milletinin ve Türk devletinin aleyhinde çalışmışlardır. İhanetlerine devam etmişlerdir. Hatta Abdülhamit Han bu alçakların Anadolu'da çıkardıkları isyanları ayaklanmaları ve akıttıkları kanları bir bir tespit etmiş ve dünya basınına hitaben: "Ermeniler tebayı şehanneme olan Müslümanlara bu silahlarla tecavüz etmişlerdir" diyerek onların ihanetlerini bütün dünyayı anlatmaya çalışmıştır. Ermeniler fırsat bulduklarında tarihi belgeleri ve arşivleri bile tahrif (yok etmeye) çalışmışlardır.
Kıymetli okuyucularım, benim rahmetli babam Kars-Sarıkamış'ta hiç izine gelmeden 4'5 yıl askerlik yapmıştır. Hatıralarını anlatırken, "Oğlum bu kâfir herifler adama acımazlar. Gündüz senden görünür, gece sana pusu kurar. Bunlar çok hain ve nankör bir millet" diyordu. Bursa'nın tarihinde Ermenilerle ilgili çok geniş hadiseler mevcuttur. Ermeni çetecileri, Ermeni Devleti, Ermeni Murahhası, Ermeni Topal Vahan Çetesi ve Ermeniler şeklinde sayfalarca bilgi ve belge vardır. Kurtuluş Savaşı'nda Bursa isimli eseri bu bağlamda tavsiye ederim. O katillere haddini bildiren ecdadımızı rahmetle anıyorum.
Sloganlarla, hamasi demeçlerle bu mevzu çözülmez, Hele iç siyasete malzeme hiç yapılmaz. Rabbimiz Ermeni hayranlarına fırsat vermesin. Amin.