Emperyalist güçler ve dünyada ki diğer odak noktaları devamlı olarak kışkırtmalarına devam etmektedirler. Onların gayeleri barış falan değildir. Ürettikleri silahları satmak, kendilerine geniş pazarlar açmak ve daha çok kan akıtmaktır. Çünkü onların beslediği, zıkkımlandıkları gıda, mazlumların kanlarıdır. 1922’de Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan 40-50 bin Yunanlı, daha sonra İzmir’e ve İstanbul’a gelmek şartı ile geniş ticaret imkânlarını ellerine geçirmişlerdir. Takriben 3600 civarında firma kurmuşlardır. 1955’de ki 6-7 Eylül olaylarında Yunan, Ermeni ve Bulgar vatandaşları tarafından Türkiye’den 5 milyar sterlin kaçırdıkları bilinmektedir. Türkiye, uzun süre basiretsiz idareciler vasıtasıyla, iktisadi bir spekülasyona (krize) girmiştir. Her yıl Türkiye’ye ticari maksatla ticari maksatla 60 ile 70 bin Yunanlı, Ermeni ve Rum gelirken, Türkiye’de Batı Trakya’ya ticari maksatla 60 kişi gitmemiştir. Çok ciddi olarak ele alınırsa Kıbrıs’taki katliamlar dâhil olmak üzere Bosna’da, Irak’ta, Mısır’da, Suriye’de, Filistin’de, Libya’da ve diğer bölgelerdeki insanlık dışı hadiselerin arkasındaki sihirli (gizli) parmak, Siyonist, Mason localarıdır. Türkiye’de ki 27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980 İhtilaller’i dâhil, önceki ve sonraki ara teşebbüslerin arkasında malum locaların yerli uşakları vardır. Aynı şekilde 21 Nisan 1967’de meydana gelen Yunanistan’da ki hükümet darbesini yapanlar ve yaptıranlar çok açık olarak Pluto Masonlar (Zengin Masonlar)dır. Bunlar çıkar ve menfaatlerini tehlike de gördükleri an, her türlü gayri resmi yollara başvurarak, ortalığı kana bulamaktan çekinmezler. Mesela Yunanlı Askeri, Mason Ekâbiri tahrik ve teşviklerle 21 Nisan İhtilali’ni gerçekleştirmişlerdir. Bugüne baktığımızda kardeş Azerbaycan ve işgalci Ermenistan’ın yaptıkları savaşın arkasında yine Siyonist, Mason sermaye güçleri vardır. Herkes bilir ki Yukarı Karadağ Türk toprağıdır ve Türk yurdudur. Bu bağlamda idari ve askeri yönetimler dahil olmak şartı ile, Hayriyeciler dahil, Mason localarına kimlerin kayıtlı olduğu mutlaka incelenmelidir. Rahmetli Adnan Menderes’in son sözü çok anlamlıdır ve şöyledir, “Ben ve arkadaşlarım Mason değiliz ha.” Bu anlamda sızmalara ve kamuflajlara dikkat etmek lazım. Devam edecektir.